Peygamberimiz bir hadis-i şerifinde: “Din nasihattir.” Buyurdu. Sahabe sordu: “Kimin için ya Resulallah?” Peygamberimiz(a.s): “Allaha, kitabına, Resulüne, Müslümanların idarecilerine ve bütün Müslümanlara.” buyurdular.
Nasihat kelimesini Türkçe’mizde bir anlam kayması olarak öğüt vermek anlamında kullanıyoruz. Ama aslında tam da öyle değil. Araştırdığımızda Arapça’da bu kelime özellikle dini açıdan geniş anlamlar ifade ediyor: Bir şeye, bir kimseye samimi olarak, gönülden bağlanmak, sevmek, ihlâslı olmak anlamına geliyor. Hadisteki nasihat kelimesini de bu anlamıyla ele alırsak ki öyle ele almak lazım; Allah’a kullukta samimi olmak, Kuran’ı Kerimi ihlasla okumak, anlamak, Resululla’a(as) ve onun sünnetine samimiyetle bağlanmak ve tatbik etmeye gayret etmek demek. Ve ayrıca Müslümanların idarecilerinin adil olmalarını istemek, yanlışlık yapılacak olursa uygun bir tarzda engel olmak, onların hayrını istemek, onlara yardımcı olmak; Müslümanların her zaman hayırlarını, iyi olmalarını istemek ve onlara iyilik ve takva üzere öğüt vermek, örnek olmak…gibi anlamları düşünebiliriz. Kısacası nasihat samimiyet anlamına geliyor. Çünkü nasihat kelimesi aldatmak kelimesinin zıt anlamlısı.
Fakat, nasihat kelimesini Türkçede kullandığımız gibi öğüt vermek anlamında da alacak olursak, öğüt verenin samimi olması ve en azından öğüt vereceği konuda bilgili olması gerekir.
Genelde öğüt vermeyi pek severiz. Baba olarak evladımıza, öğretmen olarak öğrencimize usta olarak çırağımıza, hoca olarak cemaatimize vb. sık sık öğütler veririz. Biz de yazılarımızda bazen pek de haddimiz olmayarak nasihatlerde daha doğrusu öğüt tarzı yazılar yazıyoruz. daha doğrusu bildiklerimizi okuduklarımızı aktarıyor faydalı olmaya çalışıyoruz veya görebildiğimiz yanlışları kendi değerlendirmelerimizle ifade etmeye çalışıyoruz. Biraz da bu, öğretmenliğimizden gelen alışkanlık.
Yediden yetmişe hepimizin her zaman nasihate ihtiyacı var. Müslüman olarak hepimizin görevi Allah’ın rızasına uygun olarak, insanca yaşamak. Ve bu hususta Müslüman olarak, iyi bir insan olarak birbirimizle yardımlaşmak, örnek olmak.
Öğüt vermenin başı edepli olmak ve edepli olmayı tavsiye etmektir. Onun için ben de bu yazımı güzel bir söz ile bitirmek istiyorum: “Edep ya Hu!”