Yüce Rabbimiz bizi insan olarak yaratmış ve bütün nebatat ve hayvanatı bizim emrimize vermiştir. Yüce Kitabımız Kur’an’ı Kerim’de hemen hemen bütün konulara yer verilmiştir. Eşrefi mahlûk olarak yaratılan insanın nasıl yaşaması gerektiği hususlarına önemli bir şekilde yer verilmiştir.
Alemlere rahmet olarak yaratılan ve gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) eşrefi mahluk olarak yaratılan insanın nasıl yaşaması ve nasıl Allah’a kul olması hususunda bizlere önemli mesajlar vermiştir. Helal ve haramın neler olduğu açıkça zikredilmiştir. Bütün bunlara rağmen insan bütün bu verilen nimetlere karşı kendisini yaratanını maalesef tanımıyor, tanımak istemiyor ve ne yazık ki bazılarının da alnı secdeye hiç varmadan öbür dünyaya göç etmektedirler. Bazılara bunu gördüğü halde Allah’a kul olmanın yollarını aramaya (birileri hariç) hiç mi hiç yönelmemektedirler.
Öyle ki kendini bilen insan zaman zaman tefekküre dalarak bu yalan dünyaya geçici olarak geldiğini bilmeli, kendisini yaratan yüce Allah’a karşı görevlerini bi hakkın yerine getirmeli, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’in sünneti seniyyesi üzerine yaşamasını bilmelidir. Bunun yanında hiçbir kimsenin gıybetini yapmamalıdır. Elin etlisine sütlüsüne karışmamaya özen göstermelidir. Hiçbir kimseyi kırmamalı, hiçbir kimsenin de kırılmasına vesile olmamalıdır. Kuran’ı Kerim’i her gün açıp okumalı, ayda bir hatim yapmalı, öğrendiğiyle amel etmeye bakmalıdır. Allah’ın verdiğinden cömertçe verebilmeli, kul hakkına kesinlikle riayet etmesini bilmelidir. Aynı zamanda sevimli, cana yakın, edepli, mütevazı, cömert, tatlı dilli ve güler yüzlü olmalıdır. Sokakta gördüğü her bir insanı kendinden üstün bilgili, kültürlü, edepli, öğrendiğiyle amel edenler olarak görmelidir. Her gün yatmadan önce kendini hesaba çekmeli, işlemiş olduğu günahlara tövbe istiğfar etmelidir. Çocuklarını daha küçükken imanlı ve inançlı bir birey olarak yetiştirmeye bakmalıdır. Yaşadıkları insanların hem sevinçlerini, hem de üzüntülerini paylaşmasını bilmelidir. Hiçlik dünyasındaki deryaya dalmalı, sevap heybelerini doldurmalı, öğrendikleriyle amel etmesini bilmelidir. Kul haklarına dikkat ederek ve helal lokmalarla beslenerek hayatını idame ettirmeye özen göstermelidir ki Allah’ın sevdiği kullar zümresine katılabilsin. Konu ile ilgili olarak Şaire bacım Ayşe ZENGİNOĞLU’nun Gül Damlaları isimli kitabından “HELALİNDEN VER” İsimli şiiriyle baş başa bırakırken kendisini tebrik ediyor, başarılı çalışmalarının devamı için dua ediyorum.
HELALİNDEN VER
Kul hakkı haramdır sual veremem
Rabbim ne verirsen helalinden ver
Azar yaralarım merhem süremem
Rabbim ne verirsen helalinden ver.
İnsan yaratıldık öyle kalalım
Nerde yoksul varsa gönül alalım
İyilik yaparak huzur bulalım
Rabbim ne verirsen helalinden ver.
Dünyada kalıyor servetin varın
İmanın güzelse en büyük karın
Varsa günahların tövbe et, arın
Rabbim ne verirsen helalinden ver.
Ağlayan garibin yüzünü güldür
Dertleri pay edip ortadan böldür
Dünyaya değil de imana daldır
Rabbim ne verirsen helalinden ver.
Kul Ayşe’m secdede hep dua eder
Namaz, Kur’an yoksa sonumuz keder
Ayrılmaz yolundan ölene kadar
Rabbim ne verirsen helalinden ver.