TEFEKKÜR ÜZERİNE

153. HAFTA TÜRKELİ GAZETESİ SANAT-KÜLTÜR SAYFASI 
                         HAZIRLAYAN: ŞABAN KORKMAZ
   
HAFTANIN AYET-İ KERİMESENİN MEALİ: “Baksana gerçekten Allah, o göklerdeki ve yerdeki kuşlar, diziler halinde kanat çırpıp süzülen kuşlar hep O’nun için tespih ediyorlar. Hepsi gerçekten duasını ve tespihini bilmiştir. Allah da onların bütün yaptıklarını biliyor.”   (Nur Suresi:41. Ayet)
                                            &&&
HAFTANIN SÜNNETİ SENİYYESİNİN MEALİ: “Ümmetin dünyaya (aşırı derecede) tazim ettiği vakit, İslam’ın heybeti onda çekilip alınır. İyiliği emredip halkı kötülüklerden önleme görevini terk ettiği vakit, vahyin bereketinden mahrum olur. Birbirlerini kötülükleri vakit Allah’ın gözünden düşer, yani Allah’ın (c.c.) dereni kaybeder.” 
 (Kenzü’l-Ummai 3’/83 no.6070)
                                             &&&
BAŞYAZI:
ŞABAN KORKMAZ
                                                            TEFEKKÜR ÜZERİNE
 -Hiç şüphesiz ki tefekkür, her türlü hadiselerden ibret alma ve çeşit çeşit netice çıkarmanın çırağı, 
tecrübelerin anahtarı, hakikat ağaçlarının fideliği, kalb nurunun da gözbebeği olsa gerek.
                                   ***
-Tefekküre dank bir ibadet yoktur diye düşünenlerdenim. Hal böyle olunca gelin hep beraber bizleri yoktan yaratan Yüce Allah’ın bizlere vermiş olduğu nimetleri, her türlü eserenin kudretlerini bir tasavvur edelim olur mu?
                                   ***
-Tefekkür her haliyle kalplerimizin çırası, ruhlarımızın gıdası, her türlü bilginin ruhu ve İslami hayatın da
 kanı, canı ve ziyası (ışığı) olsa gerek.
                                    ***
-Tefekkür, insanı tebriye eden bir husustur. Zaman zaman tefekkür eden kişi, yanlışlarını, hatalarını, görür, bilir ve bundan böyle bunları yapmamaya başlar. Kısacası kişi tefekkür ederse kötü alışkanlıklarını bırakır ve hayatının tadı bir başkalaşır.
                                     ***
-Hiç şüphesiz ki tefekkür her kalpte öyle bir nurdur ki, hayır ile şer, zarar ile kar, güzel ve çirkin onunla
 görülür ve sezilir. Yoktan yaratılan bu kâinat onunu sayesinde okunan bir kitap haline gelir ve
 Kur’an’ın ayetleri onunla ayrı ve uzun bir derinliğe ulaşır herhalde.
    Bizleri yoktan yaratan Yüce Rabbimiz bizlere cüz’i irade vermiştir elbette. Bu cüz’i irade sayesinde insan ya eğri, büğrü yolu seçecek ve o yaldı cüz’i iradesini kullanarak hayatını idame ettirecek, ya da doğru ve dürüstlük yolunu seçecek ve bu yolda cüz’i iradesini kullanarak ilerleyerek cennete kavuşacaktır Allah-ü Âlem.
    Rabbim her günümüzü tefekkürle geçirenlerden eylesin. Rabbim cümlenizden razı olsun. Rabbimizin selamı, rahmeti ve bereketi hepimizin üzerine olsun.
                                              &&&
                                                                   MUHASEBE DENİNCE
                                             (LİSEDE İKEN MUHASEBE ÖĞRETMENİMİN DEDİKLERİ)
   Hiç şüphesiz ki muhasebe mü’minin her gün yatmadan önce kendini hesaba çekmesidir. Akşama kadar işlemiş
 Olduğu günahları ve sevapları, iyilikleri ve kötülükleri, yanlıları ve doğruları gözden geçirmesidir.
   Yapılacak bir muhasebe mü’minin iç dünyasında bir kandil, vicdanında da bir hayırhah ve nasihatçi gibidir diye düşünenlerdenim.
     Muhasebe yanlış ve doğruların bir araya getirilmesidir. Zarar ve karların orantılanmasıdır. Geçmiş ve gelecekte yapılacak planların mizan terazisine konulmasıdır.   (Abdullah Temelli Öğretmenim)
                                                &&&
                          BİR SORU VE BİR CEVAP
Bir Allah dostunu sordular:
“Arkadaşlar içinde en çok hangisini seversin?
Cevap şöyleydi:
-Hatamı bağışlayanı, ayıbımı örteni, düştüğüm zaman elimden tutup beni kaldıranı,
Diye cevap verdi.
                                           &&&
                   SALÂVAT-I ŞERİFE
Verme zarar birine,
Sahip ol sen beline,
Yakışıyor diline,
Salâvat-ı Şerife.

Bakanların gözüdür,
Yokuşların düzüdür,
Her bir şeyin özüdür,
Salâvat-ı Şerife.

Akan suyu çağlatır,
Dertlileri ağlatır,
Çok günahı dağlatır,
Salâvat-ı Şerife.

Tebessümü bildirir,
Küskünleri güldürür,
Ateş varsa söndürür, 
Salâvat-ı Şerife.

Kul hakkına ar gelir,
Her birine zor gelir,
Kaç söylersen az gelir,
Salâvat-ı Şerife.

Dirilişin başıdır,
Dervişlerin aşıdır,
Korkmaz’ın gözyaşıdır,
Salâvat-ı Şerife.
          Şaban Korkmaz
(Tefekkür Penceresi İsimli Kitabından) 
                 &&&   
                              BİR NÜKTE
            (NE BAL VAR NE DE PEKMEZ!)

   Allah dostlarından Abdülkadir Geylani Hazretlerinin üzerine hiç sinek konmazmış. Onun bu
 haline vakıf olanlardan birisi sordu:
-Niçin acaba? Üzerinize sinek konduğunu hiç görmüyoruz?
 O Mübarek Allah dostu şu cevabı verdi:
-Niçin konsun ki! Üzerimde ne dünyanın pekmezi var, ne de ahiretin balı.!... 
                                      &&&
                      İKİ CİHAN SERVERİ PEYGAMBERİMİZ;
         (ORTAOKULDAKİ DİN DERSİ ÖĞRETMENİMİN DEDİKLERİNDEN)
-Yoldaki çocuklara uğrar, onlara selam verirdi.
-Çocukların dilek ve isteklerini yerine getirirdi.
-Ev işlerinde hanımlarını yardım ederdi.
-Başkaları bir iş yaparken ona yardım ederdi.
-Kendi işlerine kendisi görmeye çalışırdı.
-Misafire ikramda acele ederdi.
-Sofraya hizmetçisi ile beraber otururdu.
-Meclisini her zaman fakirlere açık tutardı.
-Dul ve yetimleri görür ve gözetirdi.
-Hastaları ziyaret eder, cenazelerde hazır bulunurdu.
-Meşru davetlere icabet ederdi.
-Derin ve muazzam bir hoşgörüye sahipti.
-Hiçbir zaman kahkaha atarak gülmezdi.
-Kapısına kil gelirse gelsin hiç birini boş çevirmezdi.
-Olabildiğince cömertti ve yardımseverdi.
     Şöyle sakince bir düşünelim sevgili can dostlar, yukarıda zikredilenlerin hangisini yapıyor,
 hangisinde üşengeçlik gösteriyoruz. Bir kendimizi sorgulasak nasıl olur? İyi olur diye düşünüyorum. 
 Yukarıdakilerin hepsini yapmaya var mıyız? Yok muyuz? Varız değil mi?
                                    &&&
                                          KUR’AN ÖĞRETEN HOCAMIZ DERDİ Kİ;
                                                    (RAHMETLİ ASIM HOCA)
   “Tevazu sarayının cümle kapısı olduğu gibi, Hakk’a ve halka yakın olmanın da birinci sebebi elbette tevazu olsa gerek. Şunu hiçbir zaman unutmayın ki GÜL toprakta biter. Sizler de toprak gibi mütevazı olmaya bakın olur mu?
 Şunu da kesinlikle hiçbir zaman hatırınızdan çıkarmayın ki, yüzü yerde olanı Allah (c.c.) yükselttikçe yükseltir, kibre girip çalım satanı da yerin dibine batırır. Şunu da aklınızdan çıkarmayın ki, yevmi kıyamette teraziye konulacak şey şüphesiz ki güzel ahlaktır. Eğer vefanızda durmayacak olursanız Cenab-ı Allah sizi tecziye eder. Şuna da hayret etmek lazım gelir ki, bazı insanlar hiç ama hiç diyalogdan anlamıyorlar. Siz ne kadar müsamahalı iseniz, onlar da o kadar müsamahasız oluyorlar.”
                                          &&&
               ALLAH (C.C.) KİMLERİ SEVER?

       İbrahim Desuki Hazretlerine, Allah Teala’nın sevdiği kimselerden sorulduğunda, 
şu cevabı vermişti:
-Cenab-ı Hak, şu kimseleri sever:
1-İffetli ve kalbi temiz olanı.
2-Eline fenalıktan çekeni.
3-Dilini gıybetten ve lüzumsuz sözlerden koruyanı.
4-Edep yerine sahip olanı.
5-İyilik, ikram ve ihsana koşanı.
6-Affetmeyi seveni.
7-Cömertliğe soyunanları.
8-Yetimleri ve öksüzleri koruyup kollayanları.
9-Her karşılaştığı insana selam verenleri.
10-Her zaman Allah Teala’yı zikredenleri.
11-Komşularıyla iyi geçineni.                              
                   &&&
       HAFTANIN DÖRTLÜĞÜ
          (DOSDOĞRU YOL)
Dünya telaşına kim ki özene,
Marifet dergâhı görünmez olur,
Hasret vadisinde şaşkın gezene,
Dosdoğru yol bile görünmez olur.
           Şaban Korkmaz
                   &&&