İnsanlar görüntüleriyle, söz ve davranışlarıyla dikkati çekerler. Hani bir özdeyiş vardır: “İnsanlar giyim ve kuşamlarıyla karşılanır; düşünce, söz ve davranışlarıyla uğurlanırlar”. Elbette çok yerinde bir söz. Her hangi bir insanla oturup konuşmadan, onun hakkında iyi ya da kötü diyemeyiz , demek de doğru olmaz.
Toplumda gerçekten hem sevgiyi hem saygıyı hak eden insan çok yok. Kimisini seversiniz ama pek saygı duyamazsınız. Kimisine ise makam, mevkisi sebebiyle veya başka sebeplerle saygı duyarsınız ya da duymak zorunda kalırsınız ama sevemezsiniz.
Kendimiz için de bu böyledir. Bizi sevsinler ya da saygı duysunlar diye yapmacık tavırlara girersek hem etik olmaz hem de gerçek yüzümüz kısa zamanda belli olur.
Ben rahmetli Hacı Hakkı Özsoy ağabeyi orta öğrenim yıllarımdan itibaren tanırdım. Babam rahmetliyle onların uzun çarşıdaki mağazasından zaman zaman ihtiyaçlarımız için alış veriş yapardık. Sıcak ve samimi davranışları dikkatimi çekerdi. Bende ta o zamanlardan kendisine karşı bir güven hissi oluşmuştu.
2005 yılında Türkeli gazetesinde köşe yazıları yazmamı teklif etti. Bizi severdi. Benim de ona karşı samimi bir sevgim ve saygım olduğu için ben de severek kabul ettim. O günden beri çok sık olmasa da yazmaya devam ettim. Gazeteye uğradığımda bir müddet oturur sohbet ederdik. Bilgili,iyilik sever,entel; ama mütevazi bir kişiliği vardı. Onun tecrübelerinden, bilgilerinden faydalanırdık, o da bizim görüş ve düşüncelerimizi takdir eder, yazmaya teşvik ederdi.
İlim sahiplerine karşı ilgi ve sevgisi vardı. Eleştirilerinde bile kırıcı değil yol göstericiydi. Elbet insanların hataları, kusurları olacaktır; ama onu tanıdığım kadarıyla ben de hep iyi intiba bırakmıştır.
Saygı değer insan Hacı Hakkı Özsoy ağabey, seni unutamayız. Allah’ın rahmeti, mağfireti üzerine olsun.