İyi ve adil bir idarecilik veya yöneticilik yapmak bir sanattır diyebiliriz.
Hangi kurumda olursa olsun eğer idareciliğin hakkını vererek, yüklendiği sorumluluğun bilincinde olarak idarecilik yapmak istiyorsak idarecilik kolay değildir. Stresli bir iştir. Ve veballi bir iş olduğundan çok da heves edilecek bir iş değildir. Ama ehil ve dürüst birinin de mutlaka üstlenmesi gereken önemli bir görevdir.
Fakat amirliğin, idareciliğin tadını çıkara çıkara yapmak, gelen ziyaretçilere daha fazla zaman ayırarak, çay kahve sohbeti yaparak, itibarım artsın, çevrem genişlesin, eşime dostuma, çoluğuma çocuğuma, yakınlarıma faydam olsun, üstlerime iyi görüneyim de makamda daha çok kalayım, hatta daha üst makamlara çıkayım gibi düşüncelerle idarecilik yapıyorsak, sorumluluktan çok hevesimizi tatmin etmek düşüncesi hâkimse (ki hoş, hiçbir idareci bu düşüncedeyim demez zaten!) o zaman idarecilik yapmak nefse çok hoş gelir.
Evet, gerçek idarecilik sorumluluk ister. Kime karşı, önce sorumluluklarını üstlendiği kişilere karşı, hukuka karşı, astlarına ve üstlerine karşı ve her şeyden önce, inançlıysa, Rabbine karşı sorumluluk ister. Onun içindir ki çalışkan, gerçek sorumluluk sahibi, yetenekli idareci bulmak pek de kolay değildir. Bu her kurum için böyledir.
İdareci olan ya da idareciliğe talip olan kişi önce kendisiyle barışık olacak, komplekslerden uzak olacak, fedakâr ve vefakâr olacak. İdareci olmak için dalkavukluklar yapıp kapı kapı dolaşmayacak, el ovuşturmayacak, idareciliğe kendisi talip olmayacak, ona talip olunacak; sen bu işe ehilsin ve yeteneklisin, gel seni idareci yapalım, denecek.
Hz Ömer, şahadetine yakın bazı sahabeler, “Yerine oğlun Abdullah halife olsun.” dediklerinde Hz Ömer: “ Bir evden bir kurban yeter.” diyerek oğlunun halife olmasını istememiştir. Hâlbuki oğlu Abdullah da yetenekli biriydi. Fakat adil halife Hz ömer her halde mesuliyet almanın önemine dikkat çekmek istemişti.
Elbette kusursuz insan olmaz. Yönetim görevinde bulunanların hataları olacaktır. Ama bunun en az olmasına dikkat etmek gerekir. Onun için idarecilerin kendilerini samimiyetle uyaranların uyarılarını dikkate almaları, dalkavukları, çıkarlarını ön planda tutanları iyi tespit etmeleri hem kendileri açısından, hem de yönetimlerini üstlendiği kişilere karşı adil olmaları açısından önemlidir.