Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan görevini Kadir Özkaya’ya devretti. Yazılarımızda birçok kez kendisinden ve konuşmalarından bahsettik. Bana göre başarılı bir anayasa mahkemesi başkanı olarak görev yaptı. Sayın başkan görevini devrederken de çok önemli mesajlar verdi; “Bir insan için en zor işlerden birisi karar vermektir. Hele verdiğiniz karar her bir insanın, ülkenin kaderini etkiliyorsa o zaman gerçekten de karar vermek dünyanın en zor işidir. Karar sürecini doğum sürecine benzetiyorum. Karar verdiğinde herkesi memnun edemiyorsunuz, beklentiler farklı olabiliyor. Zaman zaman eleştirinin çok ötesine geçen saldırılarla da karşılaşabilirsiniz. O ağır saldırılar karşısında yutkunursunuz, öfkenizi içinize akıtırsınız. Haksızlık olduğunu bilirsiniz. İçinizde o haksızlığa karşı duyduğunuz isyan çığ gibi büyür. Ağzınızı açmak istersiniz, açamazsınız. Bu da fedakarlığın önemli bir boyutudur. Anayasa yargıcı olmak bedeli ağır olan bir görevdir. Bu görevi önemli olan layıkıyla yapabilmek ve vadesi geldiğinde ayrılabilmektir.” Sayın Başkanın da söylediği gibi özellikle önemli mevkilerde bulunanların verdiği kararlar hayati bir öneme sahiptir. Eğer söz konusu olan adalet dağıtmaksa bu kararlar ayrıca bir önem kazanır. Çünkü adalet dağıtımında yapılacak en ufak bir kusur başka bir adaletsizliğin başlangıcı olabilmektedir. Tarafgirliğin girmemesi gereken en hassas yer adalet mekanizmasıdır. Tarafgirlik ise başta siyaset yoluyla bu mekanizmanın içine sokulmaktadır. Onun için Anayasa yargıçları başta olmak üzere tüm yargıçlar siyasileşmekten dikkat ve hassasiyetle sakınmalıdır. Yoksa siyaset yoluyla tarafgir hale gelmiş veya getirilmiş bir hâkim hüküm ve muamelâtında tarafgirini tercih eder, adalet edemez. Hiçbir zaman adaletli bir karar veremez. Ayrıca siyaset, adalet dağıtıcılarına karşı husumet ve adavet beslememeli ve onlara karşı toplumu kışkırtmamalıdır. Haksız saldırılara ve hücumlara karşı yargıçlar kendi içlerinde sessiz bir isyana sürüklenmemelidir. Bunun kimseye bir faydası yoktur.