Adaletin en önemli esaslarından birisi müsavatı yani eşitliği sağlamasıdır. Çünkü adalet ancak eşitlikle adalet olabilir. Hüküm ve muamelâtında(davranışlarında) tarafgirlik edenler, tarafgir bir bakış açısına sahip olanlar ve o şekilde tercihte bulunanlar adaletsizlik etmiş demektir. Eşitliksizlik içeren yaklaşımlar sonuçları itibariyle adaleti yıpratma veya ona zarar verme değil doğrudan adaletsizliğin kendisidir. Adalet eşitsizlikle kaybolur ve yerini güvensizliğe ya da düşmanlığa bırakır. Adaletin mizacı mutedil ve itidalli olmaktır. Yani ölçülü ve dengeli bir adalet karakterini korumaktır. Eşitsizlik ise bu adalet karakterini ortadan kaldırarak adaletin istikametini kaybettirir. Yani adaleti yolundan şaşırtan ve her şeyden öte adaleti adalet olmaktan çıkartan eşitsizliktir. Bunun için müsavatsız adalet, adalet değildir diyoruz. Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Zühtü Arslan, 19 Eylül 2023 tarihli konuşmasında adaletin eşitlik ilkesine çok güzel bir örnek üzerinden değinmiştir. “Hâkimin tarafsız olduğu konusunda taraflarda bir kanaatin oluşması çok önemlidir. Bunun için hâkimin çok dikkatli olması, elindeki adalet terazisini kuyumcu hassasiyetiyle tutması gerekir. İslam’ın ‘Dört Halifesinden ikincisi olan Hz. Ömer, Basra’ya hâkim olarak tayin ettiği Ebu Musa’ya yazdığı mektupta hâkimin önüne gelen davada taraflara bakışlarında bile eşit davranmak suretiyle karar vermesi gerektiğini belirtmiştir. Bakışlarda eşitliğin amacı tarafların hâkimin adaleti konusunda şüpheye düşmelerine, yanlış bir kanaat taşımalarına yol açmamaktır. Nitekim mektubun devamında hâkimin eşit muamelesi sayesinde taraflardan güçlü ve zengin olanın kendisinin kayırılacağı zannına kapılmasının, zayıf olanın ise adaletsizliğe uğrayacağını düşünmesinin engelleneceği ifade edilmiştir.” Örnekte de okuduğunuz gibi hâkimin kişilere bakışı dâhi eşitlik ilkesinden şaşmamalıdır. Çünkü adaleti sarsan temel problemin buradan başladığı görülmüş ve tespit edilmiştir. Adaletle ilgili sorunları gidermek için çözüme temelden başlamak gerektir.