KİM YÜKSELECEK? KİM DÜŞECEK?
Her zamanın kendine has bir hükmü ve o hükmün geçerli olduğu şartları vardır. Eski zamanın makinesini çeviren ve insanlarını idare eden bir padişah veya bir ağa lazımdı. Zaman-ı istibdat denilen baskı ve zorlamanın geçerli olduğu zamanın hâkimi kuvvetti. Kimin kılıcı keskin, kalbi sert ve duygusuz olursa o yükselirdi. Fakat bu demokrasi ve adalet zamanın zembereği, ruhu, kuvveti, hâkimi, ağası haktır, akıldır, mârifet (eğitim), kanundur, kamuoyudur. Artık tahakküm ve baskı ile yapılabilecek hiçbir iş ve varılabilecek hiçbir hedef yoktur. Korkutma, sindirme veya tehditler demokrasilerde kabul edilemez. Gerçek ve tam demokrasilerde fikir hürriyeti, düşünceye saygı ve her türlü şeffaflık kabul görür. Basın yoluyla haber alma ve habere ulaşma yolları engellenmez ve kısıtlanmaz. Herkes meşru alanında şahane bir serbestliğe sahiptir. Adalet ve hak en üst seviyede kabul görür ve adalet mekanizması en adil bir şekilde çalışır. Aklını bilim ve sanata, üretim ve teknolojiye, demokratik bir yönetim ve idareye kullananlar için yol açık ve fırsatlar eşittir. Eğitim olması gerektiği gibi sistemli, hem aklı çalıştıran hem de ruh ve kalbi ihmal etmeyen bir kaliteye sahiptir. Kanunlar adil ve demokratik bir şekilde yapılır ve herkes için aynı şekilde geçerlidir. Kamuoyu olup biten her şey üzerinde gözetleyen ve hesap soran konumdadır. Kamuoyunun etkisi asıl belirleyici etkendir. Unutmamak gerekir ki ilim yaşını aldıkça artar, kuvvet ise ihtiyarlandıkça gücünü kaybeder ve azalır. Onun için demokrasi ve ilme dayananlar yükselecek, istibdat, kuvvet ve cehalete dayananlar ise düşecektir.