FESAT VE ZULÜM
İnsanın, ölçü- ahenk- dengeyi bozma karakterinin ortaya çıkardığı iki olumsuzluk vardır ki Kur’an-ı Kerim’in temel kavramlarından ikisi fesat ve zulümdür.
Fesat ve zulüm, bozar ve tahrip eder. Kur’an-ı Kerim bu bozgun ve tahribe karşı bir koruma sistemi önermektedir; bu koruma sistemi ise Takva’dır.
Fesat nedir? Fesat Kur’an-ı Kerim’de fiil ve isim halinde kırktan fazla yerde geçer. Kur’an dilinin ölümsüz ustası Ragıb el- Isfahani (ölüm- 1108) Müfredatı’nda fesadı “bir şeyi itidal dairesinden az veya çok çıkarmak” olarak tanıtıyor ve karşılığının salah (düzleme, iyileşme, iyilik) olduğunu söylüyor.
Fesadın esasını varlık ve oluştaki dengeyi bozmak, bozgun ve yozlaşma vücuda getirmek oluşturur. Fesatlık bazen insanın iç dünyasında, bazen bedenimizde, bazen de dışımızdaki dünyada meydana gelir.
Kur’an-ı Kerim, bir yerde fesadı dolaylı bir ifade ile: “Ekinleri ve nesilleri helak etmek (ortadan kaldırmak, yok etmek)” olarak tanımlanmıştır ki şöyle buyuruyor: “İnsanların öylesi vardır ki, onun dünya hayatına ilişkin sözü senin hoşuna gider ve o, kalbindekine Allah’ı tanık tutar. Oysaki o, düşmanların en yamanıdır. Yanından ayrıldığında / iş başın geçtiğinde yeryüzünde fesat çıkarmak ekini ve nesli yok etmek için işe koyulur. Oysaki Allah fesadı sevmez” (Bakara Suresi, 205. Ayet)
Fesadın her türü insanın eseridir (Kur’an: 2/30- 40/26)
Bu yüzdendir ki Allah’ın iradesi, yeryüzünü fesada veren kötü insanları, onlara musallat ettirilen başka insanlarla durdurmayı kanunlarından biri halinde işletmektedir. (2/251)
Fesadın temelinde, insanın, doğal ve kozmik değerleri, kendi kişisel dürtüleri ve doymazlığı uğruna altüst etmesi yatar. (Müminün, 71) Bunun içindir ki en büyük fesat şirktir. Çünkü şirk, yaratıcı- külli şuura özgü kudret ve değerleri şuursuz maddeye yükleyerek oluşun omurgasını zedelemektedir.
Bakara Suresi Ayet 30’a göre bütün yüceliklerine ve Allah’ın kendisine güvenmesine rağmen insanın özelliklerinden biri de fesat üretmesidir.
En yıkıcı fesat, insanın saltanat ve sahip olma uğruna sergilediği fesattır. (Nemi; 34)
Böyle olduğu içindir ki insanlık tarihi boyunca medeniyet ve saltanatların çöküşüne birbiriyle çatışan fesatlar sebep olmuştur. (Kasas: 4,83- Fecr: 12 – Gafir:26 – Neml: 14)
Tabiatın düzenini, temizliğini bozup yerküreyi yaşanamaz hale getirecek olan da insanın fesadı yani denge bozukluğudur.
Peygamberlerin önemli yakarışları içinde fesat üretenlere yenik düşmeme dileği de vardır. (Ankebüt: 30)
Çünkü fesat, yurtları karmaşa ve mutsuzlukla doldurmakta, kitleleri lanet ve azabın kucağına itmektedir. (Nahl: 88, Sad:25)
Kur’an-ı Kerim, fesat üreten birey ve kitlelerin (İnsanları aldatmak için) insanların karşısına barışçıl bir yaklaşımla çıkabileceklerini de söylemektedir. (Bakara:11)
Barışçılık iddiasıyla gerçek barışseverliği ayırmada kullanılacak ölçüleri Kur’an-ı Kerim, şöyle tespit etmektedir: Allah’ın birliğine iman, ahirete iman, salih amel yani, insanlığın hayrına ve barışa katkıda bulunacak hizmetler üretmek.
Kur’an-ı Kerim şu noktanın altını çizmektedir: “Fesat, daha çok öldürmek ve kan dökmekle birlikte sahneye çıkar ve bir kişinin kanının dökülmesi veya bir kişinin fesada alet edilmesi bütün insanlığın öldürülmesi ile eş anlamlıdır.” (Bakara 2/30; 5/32)
Fakat, maalesef bir senedir Gazze’de İsrail fesadı, ABD’nin desteği ile uçaklarla, zavallı savunmasız Müslüman kadın ve çocukların üzerlerine bütün dünyanın gözleri önünde bombalar yağdırmakta büyük bir katliam ve soykırım yapmaktadır. Hala katliamlara devam etmekte, şimdiye kadar kırk bin kadın ve çocuk öldürülmüş on binin üzerinde de kayıp Müslüman bulunmaktadır. İki gün önce İsrail Başbakanı Netanyahu denen fesat ABD kongresinde konuşma ve kırk bin zavallı kadın ve çocuğu katlettiği için konuşması sırasında ABD kongre üyeleri tarafından ayakta alkışlanmıştır.
“SU UYUR DÜŞMAN UYUMAZ” fakat Müslüman ülkeleri hala uyuyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: