Güzel ahlak birey ve toplumların huzur mutluluk refah ve güven içerisinde yaşamasının şartı ve esansıdır. Ahlaksız insanlardan meydana gelmiş toplumlarda huzur karşılıklı sevgi ve saygı her bakımdan ilerleme gelişme olmaz. Topluma zarar verir zulmeder kalplerini kırar beni rencide ederler. Ahlaksız insanlar hırsızlık yaparlar cana mala namusa tecavüz ederler, bu hareketleri ile de toplumun huzurunu bozar, toplumlarda sıkıntıya tedirginliğe sebep olurlar. Bu bakımdan ahlakın fert ve cemiyet hayatı bakımından önemi büyüktür. Ahlaklı insanlar topluma faydalı olur insanlara tatlı dille güler yüzle davranırlar haktan hakikatten adaletle doğruluktan ayrılmaz. Hiç kimseye haksızlık ve zülüm yapmaz. Kimsenin malına canına o o şerefe haysiyet ne zarar vermeyi düşünmez. Geniş bir hoşgörü ve sabır sahibidir. Kendi nefsi için istediğini güzel isteklerini bütün mümin kardeşleri için de ister.
Ahlaklı insan iyi düşünür ve insanlara faydalı olmaya gayret eder. Başkalarının menfaatini kendi menfaatinden üstün tutar sevinçte olduğu gibi elem ve keder hallerinde din kardeşlerinin desteklerini ortak olur. Bu güzel düşüncelere sahip olan insanların meydana getirdiği toplumlarda huzur mutluluk olur, yükselme olur. Partilerin de Allah korkusu ahlak ve fazilet duygusu bulunan milletler çabuk kalkınır varlığını devam ettirir diğer devletlerden üstün olurlar. Ahlakın farklı toplumlar üzerindeki etkisine ait tarihten yaşanmış bir örnek verelim; İstanbul şehri, Osmanlı İmparatorluğu'nun yükselme döneminde dünyanın en büyük başkentidir. Avusturya İmparatorluğu'nun başkenti olan Viyana, İstanbul'a nazaran daha küçük bir şehirdir. Dünyanın nüfus bakımından en kalabalık şehri olan İstanbul'da bir yıl içerisinde kaydedin zabıta vakaları yok denecek kadar azdır. Fakat İstanbul'dan daha küçük bir şehir olan Viyana'da bir yıl içerisinde alınan kanuni tedbirler kaydedilen zabıta vakas o kadar çoktur ki yetkililer bu toplumla bir kötü ve kokuşmuş durumun önünü alamamaktadırlar. Yetkililer İstanbul'daki zabıta vakalarının çok az olduğunu öğrenince yanındaki yetkililer Türkler ne gibi önleyici tedbirler aldı da bu zabıta vakaları çok az diyerek ve bu konuyu araştırması için İstanbul'daki temsilciliklerini görev verirler. Bu görev alan temsilciler bu durumu sorar soruşturur İstanbul'da köşe bucak en ücra köşelerine kadar araştırmalar yaparlar sonunda şöyle bir raporlama durumu yanındaki yetkililere bildirirler raporda şunlar yazılıdır: İstanbul'da yaşayan halkın %98'i Müslüman'dır Müslümanların inancına göre adam öldürmek hırsızlık yapmak zina yapmak, başkasının hak ve hukukuna tecavüz etmek, zülüm etmek vs haramdır yasaktır Müslümanlar bu inançlarına bağlı oldukları için zabıta vakasına sebep olacak suç işlenmemektedir diye bir rapor tanzim edilir. Bu tarihi olaydan da anlaşılacağı gibi bütün ahlak ve faziletin kaynağı olan yüce İslam dininin emir ve yasakları uygulandığında bu yüce dinin güzellikleri hayatımızın her aşamasında yaşanır hale geldiğinde İstanbul misalinde yaşanan huzur ortamı her devirde yaşanabilecektir. Bütün bu durumlar göz önüne alınınca ahlakın kalp ve cemiyet hayatı üzerindeki önemi kendiliğinden ortaya çıkacaktır.
Ahlakın Fert ve Toplumlar Üzerindeki Etkisi
Yayınlanma :
20.06.2025 01:25
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: