Ülkemizde 2010 yılında yapılan anayasa değişikliği ile Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı getirildi. Yani kendi temel hakkının ihlal edildiğini veya meşru hürriyetinin haksız olarak kısıtlandığını düşünen bir vatandaşımız Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapabilmektir. Yani bireysel başvuru sayesinde hak arayışı anayasa mahkemesine taşınabilmektedir. “Anayasa Mahkemesinin benimsediği hak eksenli paradigma, ‘hak’ kelimesinin birbiriyle bağlantılı iki anlamına yaslanmaktadır. ‘Hak’ bir yandan ‘hakkaniyet olarak adalet’, diğer yandan da yaşam hakkı veya mülkiyet hakkında olduğu gibi ‘sahip olunan şey’ anlamına gelmektedir. Bu anlamda, anayasal yorumun içinde gerçekleştiği hak eksenli paradigma, anayasal adaleti sağlayarak temel hak ve özgürlükleri korumayı amaçlayan, başka bir ifadeyle her iki anlamıyla hakkı tespit ve teslim etmeye çalışan bir paradigmadır. Bu paradigmanın ruh kökünde Mevlana’nın her şeyi yerli yerine koyma ve herkese hak ettiğini verme olarak formüle ettiği adalet anlayışı vardır. Bu hâliyle hak eksenli paradigma, temel hak ve özgürlüklerin korunmasına diğer toplumsal ve siyasal faydalar karşısında öncelik tanıyan, hak ve özgürlüğü esas, sınırlamayı istisna olarak kabul eden, anayasal hükümlerin son tahlilde temel hak ve özgürlükler lehine yorumlanmasını gerektiren bir yaklaşımı ifade etmektedir.” Yukarıda paylaştığımız bölüm Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan Bey’in 26 Şubatta yaptığı yakın tarihli bir konuşmasındandır. Yani Sayın Başkan diyor ki; Anayasa Mahkemesi sizin için hem anayasal adaleti hem de sahip olduğunuz haklarınızı koruyor. Hakkınızın tespit ve teslimi için bu mahkemeye ihtiyacınız var. Eğer bugünü anlamıyorsanız sizi Mevlana’ya götüreyim. Her şeyi yerli yerine koymanın ve herkese hak ettiğini vermenin bizim inanç değerlerimizin esasını ve temelini oluşturduğunu ondan dinleyiniz diyor. Bizde diyoruz ki hak meselesini hâlâ idrak edemeyen varsa gelsin bu asrın Mevlana’sına kulak versin. “Bir masumun hakkı, bütün halk için dahi iptal edilmez. Bir fert dahi, umumun selâmeti için feda edilmez. Cenap-ı Hakkın nazar-ı merhametinde hak haktır, küçüğüne büyüğüne bakılmaz. Küçük, büyük için iptal edilmez. Bir cemaatin selâmeti için, bir ferdin rızası bulunmadan, hayatı ve hakkı feda edilmez.” (Mektubat) Mevlana’dan Bediüzzaman Said Nursi’ye kadar yaşanarak ve ders verilerek gelmiş olan “hak” meselesi Anayasa Mahkememizin de esas aldığı bir ilkedir. Bunun için herkesin Anayasa Mahkemesi’ne ihtiyacı var. Kıymetini bilmek duasıyla…