KORKU İNSANI KÖR EDER-2
Korku duygusu başkaları tarafından bize karşı bir kaçırma ve ürkütme aracı olarak kullanılabilir. Eğer bunun isteyerek ve bilerek yapılan bir şey olduğunu fark edemezsek bu korkutmalar maalesef amacına ulaşır. Bununla ilgili Risale-i Nur eserlerinde yer alan bir örneği paylaşmak istiyorum. “Meselâ, nasıl ki damda(yüksekte) bir adamı tehlikeye atmak için, bir dessas adam, o evhamlının nazarında zararlı görünen bir şeyi gösterip, vehmini tahrik edip, kova kova, tâ damın kenarına gelir, baş aşağı düşürür, boynu kırılır. Aynen onun gibi, çok ehemmiyetsiz evhamla çok ehemmiyetli şeyleri feda ettiriyorlar. Hattâ, bir sinek beni ısırmasın diyerek, yılanın ağzına girer.” Örnekte de olduğu gibi bizim zaaflarımızı ve korku noktalarımızı bilen birisi bizi onunla korkutarak düşürmeye çalışır. Her insanın kendine göre zararlı gördüğü ve çekindiği şeyler vardır. Bunların bize karşı korku aracılığı ile kullanılması damdan düşmemize sebep olur. Korku, evham ve vesvese ile şişirilen bir duygudur. “Başına bir iş gelir, başını belaya sokma, kimseyle uğraşma” gibi telkinlerle dışarıdan verilen korku halleri korkak ve ürkek insanlar meydana getirir. Bir ailede; “Onu yapma, bunu yapma, şöyle konuşma, ses çıkartma, gürültü etme” gibi bastırıcı bir irade ile yetiştirilen çocuklar iler ki hayatlarında başka insanların kendi hakkında düşündüklerine göre hareket ederler. Acaba beni nasıl görüyorlar endişesiyle hiçbir zaman kendisi olamazlar. Kendisi olamadığı gibi başkalarınca kişiliği oluşturulan birisi hâline gelirler. Burada kast ettiğimiz şey çocuklarımızı eğitmeyelim veya yetiştirmeyelim değildir. Aksine onları doğru eğitip doğru bir şekilde yetiştirelim demektir. Kendilerinin birer birey olduğunu, kendi düşünce ve fikirlerinin bizim için kıymetli olduğunu hissettirelim. Kişilik oluşumlarında korkuyu onlara yerleştirerek daha baştan kişilik ve karakterlerine kilit vurmayalım.
Yorumlar
Kalan Karakter: