Yaşam Hakkı

Bir önceki yazımıza ilimizde yaşanan mühimmat deposu patlamasında şehit olan askerlerimizin aileleri tarafından Anayasa Mahkemesi’ne başvuru sonucu mahkemede tarafından verilen 27.02.2020 tarihli “yaşam hakkı ihlali” kararından bahsetmiştik. Bu yazımızda yaşam hakkı konusuna biraz değinmek istiyoruz. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Yaşam Hakkı başlıklı 2. Maddesinin 1(bir) numaralı fıkrasında; “Herkesin Yaşam Hakkı Yasayla Korunur…” Denilmektedir. Yine anayasamızın 17. Maddesinde; “Herkes yaşama….hakkına sahiptir.” Vurgusu yapılmaktadır. Yine Anayasamızın 5.Maddesi; “ Devletin temel amaç ve görevleri, kişinin temek hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.” Yani yaşama hakkı devletin sorumluluğunda ve güvencesinde bir haktır. Erkek, kadın, çocuk, asker vb. fark etmeksizin herkes için geçerlidir. Onun için insanın yaşam hakkına karşı tahakküm, keyfi muamele, cebir yani zorlama yapılamaz. İnsanın yaşam hakkı suiistimal edilemez. İnsani değerler yok sayılarak zulmedilemez ve insaniyete ait kazançlar mahvedilemez. İnsanı küçük düşürücü eylem ve fiiller yapılamaz. İnsan aşağılanamaz ve hor görülemez. Risale-i Nur eserlerinde ifade edildiği gibi; “    Bir masumun hakkı, bütün halk için dahi iptal edilmez. Bir fert dahi, umumun selameti için feda edilmez. Cenâb-ı Hakkın nazar-ı merhametinde hak haktır, küçüğüne büyüğüne bakılmaz. Küçük, büyük için iptal edilmez. Bir cemaatin selameti için bir ferdin rızası bulunmadan, hayatı ve hakkı feda edilmez.” Onun için bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmek gibidir. Bir insanı yaşatmak ise bütün insanlığı yaşatmaktır. Kısacası yaşam hakkı kutsaldır.