VİCDAN HASTALIĞI

Akıl gözünü kapadığı yerde insan vicdanın gözü ile hareket eder. Aklıyla çözemediği sorunları vicdanın hükmüyle çözer. Aklın işin içinden çıkamadığı hallerden vicdanın kararı ile çıkar. Aklın çaresiz kalıp yol bulamadığı zamanlarda vicdan sayesinde kendine yeni bir çıkış ve yeni bir yol açar. Aklın yanlış karar ve tercihlerini vicdanın ikaz ve uyarısı ile düzeltir. Onun için akıl hastalansa bile vicdanı sağlam tutmak gerektir. Birçok maddi ve manevi hastalıklara yakalanabilen insanoğlu vicdan hastalığından pek haberdar değildir. Aklın ve kalbin dışarıya açılan bir penceresi olan vicdan da hastalanır. Vicdan hastalığının izahı vicdansızlıktır. Yani vicdana ait olan şefkat, merhamet, acımak, hürmet ve saygı gibi hallerin yerini tam zıttı olan vaziyetlere terk etmesidir. Vicdan da hastalanırsa insan büyük bir çıkmaza girer. Bunu bir insan yapamaz dediğimiz hallerin yaşanıyor olması bu sebepledir. Aklın çalışmaz olduğu yerde devreye girmesi gereken vicdanın da hastalandırılmasıdır. Vicdan hastalanınca dehşet ve vahşet verici haller maalesef çokça duyulmaya başlar. En akıllı, bilgili ve yüksek derecede eğitimli insanlar bile bu vahşetlere sebep olabilir. Çünkü aklın kendini kaybettiği anda devreye giren vicdan hastalanmıştır. Vicdan azabı duymayan veya duyamayan bir insan artık tehlikeli bir varlık haline dönüşür. Bu nedenle hastalanan bireysel ve toplumsal vicdanın tedavisi ve ıslahı gereklidir. Günümüzde Risale-i Nur eserleri vicdanın ıslahı ve tedavisi için en önemli reçeteleri sunmaktadır.