Gazetecinin Hürriyeti Bütün Toplumun Hürriyetidir

Kıymetli okurlarımız. Bugün 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı. Bütün tarafsız gazeteciler ve basın mensupları için kutlu olsun. Zaten göbeği bir yere bağlı gazetecilik sadece duyuru ve ilancılık olduğu için ona gazetecilik demek doğru olmaz. Gazetecilik ancak hür bir fikriyatın ifadesi ve tarafgirlikten uzak sadece hakikatin savunuculuğudur. Matbuatın(basın) bir lisanı vardır. O lisan sadece toplumun faydasına kullanılır. Topluma rağmen dar bir zümrenin yararına çalışmak matbuat lisanı değil ancak bir menfaat lisanıdır.  Matbuat nizamnamesini halis bir niyet tanzim etmelidir. Şahsî garazları veya intikam fikirlerini uyandırmak gazetecilikten öte jurnalciliktir. Gazetecilik kişi hukuklarına zarar vermek için değil umumun yani toplumun hukukuna zarar verenleri uyarmak ve ikaz etmek içindir. Kişilerin haysiyetini kıran neşriyatta gazetecilik değildir. Aksine yine umumun ve toplumun haysiyetine tecavüz eden şahıs ve kişileri bu yanlıştan döndürmek için fikri bir teşebbüs ve müdahaledir. Risale-i Nur eserlerinde ifade edildiği gibi  fikr-i hürriyet(hürriyet fikri) meşrutiyeti(şimdi ise demokrasi) her vecihle(her yönü ile) uyandırır. Fikir hürriyetinin en görünür yüzü ise basın ve gazeteciliktir. Basın ve gazeteciliğin vaziyetine bakılarak demokrasinizin durumu anlaşılabilir. Bugünkü yazımızın başlığını ise yeni rahmetli olan gazeteci ve siyasetçi yönü ile tanıdığımız Altan Öymen’den. “Basın hürriyeti, oradaki 100, 200,500 gazetecinin hürriyeti değil, bütün toplumun haber alma hürriyeti, kendi fikirlerini oluşturma hürriyeti, bunun için gerekli malzemeyi edinebilme hürriyetidir.” (26.11.1996 TBMM Tutanakları) Merhum Öymen’in de söylediği gibi gazetecilik ve basın topluma ait bir unsurdur. Basın hür ise toplum hürdür. Bugünkü bayram, sınırlı sayıdaki gazeteci ve basın mensubunun değil toplumun bayramıdır. Toplum kendine ait olana sahip çıkmalıdır.