Bir önceki yazımda idareciliğin kısaca genel bir tanımını yapmıştım. Bu yazımızda da, yıllarca eğitim kurumu olan okullarımızda bir öğretmen olarak bazen de idareci olarak çalıştığım için bir eğitimci yaklaşımıyla kısaca okul idareciliği üzerinde duralım.
Okul müdürlüğü için de önceki yazımda idarecilik ile ilgili saydığımız vasıflar geçerlidir.
Okul müdürlüğü için her ne kadar sınav açılsa da her sınavı kazanan; ya da iyi pedagojik eğitim alan mutlaka iyi idareci olur demek değildir. Yetenek, tecrübe(tecrübe için illaki yaşlı olmak da gerekmez), adil olma, veliye ve öğrenciye yaklaşımın iyi olması, istişareye yer vermesi gibi vasıflar önem arz eder.
Eşit şartlara ve çevreye sahip iki okul düşünelim.
Birincisinde, okul müdürü, işinin ehli olan birisi olsun, okulunda idareci, öğretmen, öğrenci, veli arsında çok güzel bir uyum oluşsun, böyle bir okulda başarı gün geçtikçe yükselecek ve okula rağbet artacaktır; ama az ilerisindeki bir başka okuldaki idareci ehil olmayan, bir de üstüne üstlük kaprisli birisi olsun. Böyle bir okulda da huzursuzluk, güvensizlik hâkim olur. Dolayısıyla başarıda da bir düşme görülecektir..
Kaprislerini aşmış, öğretmenini, öğrencisini iyi etüt etmiş, iyi tanımış ve değerlendirmiş bir okul müdürünün yönettiği bir okulda elbette başarı öbür okula göre daha iyi olacaktır. Despot, asık suratlı, açık arayıp duran, kaprisli bir okul müdürünün yönettiği bir okuldan fazla bir şey beklenmez.
Bazı okul müdürleri de veliyle iyidir; hele zengin ve bürokrat bir veli olursa gayet onlarla iyidir. Fakat öğretmenine karşı müsamahasızdır. Yönetmeliklerin hep korkutucu taraflarını ele alır. Hâlbuki iyi okul müdürü olmak yönetmeliklerdeki maddeleri iyi ezberlemek ve şartlar ne olursa olsun harfiyen uygulamak değildir. Elbette yönetmeliği göz ardı edemez. Ama önce yapacağı her türlü uygulamanın eğitim ve öğretim açısından nasıl daha başarılı olunura göre hareket etmektir. Çünkü okul vardır, sınavla öğrenci almıştır, aile ilgilidir, çevre şartları çok güzeldir; elbette böyle bir okulda müdürlük ve öğretmenlik yapmak daha zevkli ve rahattır. Bunun zıttı olan, imkânları ve çevre şartları iyi olmayan okulda öğretmenlik ve idarecilik yapmak daha zordur ve daha fazla fedakârlık ister. Burada şunu da belirtmek gerekir: Bir okulun eğitim ve öğretimdeki başarısını değerlendirirken sadece okul müdürü ve öğretmenleriyle değil; velilerin ilgileriyle ve çevre şartlarını da göz önüne alarak değerlendirme yapılmalıdır.
Kısacası amacı insan yetiştirmek, fidanı verimli bir ağaç haline getirmek olan bir eğitim öğretim yuvasının idarecisi, önceki yazımda belirtmeye çalıştığım idarecilik vasıflarına ne kadar uygun ise okul o kadar başarılı olur. Hatta sosyal doku olumsuz da olsa başarıda bir artma göze çarpar.
Bütün idareci ve yöneticilerimize üstlendikleri görevlerinde başarılar dilerim.