Bir Müslüman her zaman iyi bir mümin olmak zorunda. Nefsinin kötü arzularına uymamak, onları ıslah etmek zorunda. Bir başka insan, “Müslüman’dan bana zarar gelmez” diyebilmeli.
Elbette melek değiliz, hatalarımız, günahlarımız olabilecektir. Ama bunlardan hemen tövbe etmeli ve o hatalara düşmemeye gayret etmeliyiz. Müslüman olarak Allahın bize verdiği her türlü emaneti muhafaza etmede titizlik göstermeliyiz.
Ramazan ayı gibi, bayram günleri gibi, Cuma günleri, kandil günleri gibi Mübarek günler ve geceler yüce rabbimizin bize bir lütfudur. Gafletten uyanmamıza vesile olan günlerdir. Çok iyi değerlendirmeliyiz.
Dindarlık görünüşle, laf cambazlığı ile olmuyor, olmaz. Her şeyin başı dürüst ve samimi olmaktır. Özün sözün bir olacak. Allah, “…Namaz seni hayasızlıktan ve bütün kötülüklerden alıkor…” (Ankebut suresi/ ayet 45) diyor Allah(cc). Başta namaz olmak üzere dini ibadetleri hakkıyla yapmaya çalışabiliyorsak, kul haklarına ve diğer canlılaın hakkına, çevrenin korunmasına azami dikkat edebiliyorsak inşallah hem dünyamızı, hem ahretimizi kazanabiliriz.
Mal, makam ve dünyanın diğer ziynetleri insanı, müslümanı cezbedebiliyor. Helâlından bu nimetlere ulaşmak isteriz; ama bunun için dini istismar etmek, kıyıdan köşeden fetvalar bularak, yerli yersiz takıyyeler yaparak vicdanımızı rahatlatma yönüne gitmemeliyiz.
Biz ne kadar iyi, örnek bir Müslüman olursak Müslüman olmayan iyi insanların da kalbi İslama ısınır.
Peygamberimiz “Allaha yemin ederim ki senin sayende Allahın bir kişiye hidayet vermesi senin için kızıl develerin(dünya malının) senin olmasından daha hayırlıdır.( Buhari, Müslim)”diyor
Evet, her türlü halimizle örnek olmalıyız.
Yıllar önce bir camideki vaaz da mı dinlemiştim yada dini bir kitapta mı okumuştum bilmiyorum. Sahabe-i kiramdan iki mübarek insan ticaret için Hindistan’a giderler. Götürdükleri ticari mallarını satar, almak istediklerini de alır gelirler. Ertesi yıl ticaret için gene giderler. Hindistan’da mal sattıkları adamlardan bazıları “geçen sene getirdiğiniz şu mallar bozuk çıktı” derler. Sahabeler üzülür ve onların yerine yenisini getirelim derler ve ertesi yıl yenisini getirir verirler. Onların bu dürüst hareketleri Hindistan’daki iyi insanların takdirini kazanır, Allah’ın da lütfü ile İslamla şereflenirler.
Bu örnekte de olduğu gibi İçlerindeki iyilik güzellik fıtratını kaybetmeyen insanlar, Allah’ın lutfu ile dürüst ve samimi Müslümanların sebebiyle hak ve hakikati bulabilirler.
Ali izzet Begoviç’in güzel bir cümlesi var: “İyi insan olmadan iyi Müslüman olunmaz” der.
Bunu farklı bir biçimde de söyleyebiliriz: “ Ne kadar iyi Müslüman olursak o kadar iyi insan oluruz.”
Bu mübarek günleri inşallah iyi bir kul, iyi bir Müslüman, iyi bir insan olabilmek için fırsat bilmeli en güzel şekliyle değerlendirmeye çalışmalıyız. Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun. 12-4-2022
buda farklı bir bakışla olsun ;Bir Allahtan korkacaksın, hemde bütün hücrelerinle her daim,iki adil olacaksın adaletten haktan sapmayacaksın bu her türlü ruh halinde olacak öfke gadap veya acıma şevkat ,üç iktisattan ayrılmayacaksın sıfır israf israf esilende herkesin de hakkı vardır,dört zalim acımasız olmayacaksın ve zulmedeni bile affetmeyi bileceksin,beş gelmeyene gideceksin,altı vermeyene vereceksin,yedi konuşman zikir olacak hep allah için hak konuşacaksın,sekiz susman tefekkür olacak,mümin tefekkür ehlidir.dokuz bakışın ibret olacak diye sıralayabilirizde değilmi mümin kulu aslında müslüman insan ahlakını hz muhammedin güzel ahlakıyla yapabildiği kadar yapmaya çalışırsa ve onu örnek alırsa işte ozaman iyibir müslüman olur güzel ahlak peygamberin müslümana mirasıdır.ALLAH razı olsun ağabey çok güzel anlamlı ve ehemniyetli bir yazıydı hocama çok teşekkür ederim