Sevgiyi, nezaketi, kibarlığı bir tarafa bırakın normal saygıyı bile birbirimizden esirger olduk. Sadece birbirimize mi? Yasalara da saygımız azaldı.
Yeri geldikçe toplumsal bozulmalara, hatalara değiniyoruz pek fazla etkimiz olmasa da.
Bazılarına gene değinmeye çalışalım.
Caddede yürüyorsunuz, yanınızdan geçen bir vatandaşın kuvvetli bir öksürüğü ile veya hapşırması ile irkiliveriyorsunuz. İnsan tabiî ki öksürebilir, hapşırabilir, fakat eliyle ya da dirseğiyle ağzını kapar. Başkasını tiksindirmez, tedirgin etmez; hele şu pandemi döneminde! Zaten doğru dürüst maske de pek takılmıyor.
Bazen bakıyorsunuz adam boğazını kazımış rast gele balgamını tükürüyor.
Bir başkası az ilerde, hatta yanında çöp sepeti bile olsa yediği bir yiyeceğin kağıdını, ya da izmaritini, ağzındaki maskeyi yere atıveriyor.
Bir banka oturacaksınız, çekirdek kabuklarından geçilmiyor.
Bir başka zaman gündüzün bir vakti hoparlörden halı kenarlarına overlok yapılır, sesi; ya da soğan, patates, biber, patlıcan satış anonsu.
Caddede dalgın yürüyorsunuz yanınızda dana böğürmesi gibi bir motor sesi; ya da arabasının hoparlörünü iyice açmış sözde bir müzik gürültüsü ile irkiliveriyorsunuz.
Bir başkası cep telefonu ile çok yüksek sesle konuşuyor. Sanki sesini karşı taraf duymayacak.
Trafikteki bazı saygısız davranışları da görüyoruz. Ayrıntısına girip saymaya gerek yok.
Böyle saygısız davranışta olanları bazen uyarmak istiyorsunuz; ama ukalaca bir karşılık verir de kavga etmek zorunda kalırım, canım sıkılır diye vazgeçiyorsunuz. Eskiden yine büyüklerin uyarılarına bir saygı vardı.
Yurt dışında özellikle de Avrupa’da yaşayan, çalışan eşe dosta ülkemize izine geldiklerinde soruyoruz; böyle saygısız davranışlar var mı oralarda, diye. Hayır diyorlar. İnsan bir Müslüman olarak üzülüyor. Asıl bizim onlara, başka milletlere örnek olmamız lazım diye hayıflanıyorsunuz.
Daha onlarca saygısız davranış sayabiliriz. Nitekim bütün bunları hassas vatandaşlar dile getiriyorlar.
Hani diyeceksiniz “İstediğiniz kadar duyarlı olun, dile getirin, uyarın; ama uyan kim?” doğru aslında. Ama insanın vicdanı durmuyor. Kul haklarının önemini bildiğiniz için duramıyorsunuz. Biz yazalım çizelim de kul bilmezse Halık bilir diyor teselli buluyorsunuz.
Hani hep söylüyorum ya! Edep ya Hu!