TOPLUMCA SOSYAL MEDYA SINAVINI KAYBEDİYOR MUYUZ?
İlk önce bilgisayarlarımızda kullanmaya başladık. Zamanla teknoloji ilerledi ve akıllı olduğunu iddia ettikleri, telefon görünümlü cep bilgisayarlarını soktular hayatımıza ve oradan devam ettik sosyal medya hesaplarımızı kullanmaya. Birbirimizi takip edip, laflar sokmaya, kalpler kırmaya, ya da toplumda infial uyandıracak, tepki çekici videolar paylaşmaya.
Doğru kullanıldığında hayatımıza son derece olumlu katkıları olan bilgisayar, akıllı telefon, tablet gibi cihazlarımız aslında hiç üzerinde durmadığımız, düşünmediğimiz bazı sorunlara da kapı aralıyor artık günümüzde. Herkesin son derece kolay bir şekilde ulaşabildiği teknoloji dünyası, neredeyse toplumun her katmanından insanın kullandığı sosyal medya hesapları ile gitgide karmaşık ve içinden çıkılması güç bir hal alacak gibi görünmeye başladı.
Sosyal medya hesabından son paylaşımını yapıp, intihar girişiminde bulunanları mı ararsınız, yoksa evindeki masum hayvancağıza işkence görüntülerini yayınlayanları mı? Ya da kendi başını derde sokacak derecede ağır sözler sarf ederek, hukuki yaptırımlara katlanmak zorunda kalanları da sayabiliriz. Yani demek istiyorum ki; olumlu yanlarından faydalanmamız gereken bir icat olan internet ve beraberinde sosyal medya hesaplarının, bu derece toplumun sinir uçlarına yönelik olumsuz etkilerinin olmasını ve insanlarımızın bu tip paylaşımlar yapan insanlara prim verebiliyor olmasını inanın aklım almıyor. Sosyal medyada yukarıda bahsettiğim ve etmediğim türlü çirkinlik, anormallik ve hatta iğrençliklerin temel nedeni aslında insanların dikkat çekme arzusu sonucu ortaya çıkıyor.
Gerçek hayatta sosyal olmayan, insan ilişkilerinde zayıf olan bireyler; kendilerini sosyal medya üzerinden ifade etmeye çalışarak, bazen normal sınırların ötesine geçecek davranışlar sergiliyor.
Bu tip anormal paylaşım ve davranış biçimlerinin bana göre bir diğer nedeni de; takipçi sayısını artırabilmek. Sosyal medyada aldıkları beğeni ve tıklanma sayısına göre para kazanacaklarını düşünen bu insanlar, hiç düşünmeden pervasızca paylaşımlara imza atıyorlar ve toplumumuzun geleceğine dinamit koymaktan çekinmiyorlar.
Daha geçtiğimiz hafta bir gazetenin ödül töreninde, sözde sosyal medya fenomenlerinden birine ödül verilmişti. Bu sözde fenomen; doğuştan erkek olmasına rağmen sosyal medyada paylaştığı son derece dekolte bir gelinlik giydiği fotoğrafla genç ve çocuklarımızın akıllarını karıştıracak, cinsiyet algılarıyla oynayacak ileri derecede olumsuz bir paylaşıma imza atmıştı.
Bizi bizden alarak, bizim gibi olmayanlara benzememizi isteyen şer odaklarının oyunlarıyla, bir milletin geleceğini karartmak istiyorlar. Tarihte kendi öz değerleri ve imanıyla var olmuş, dünyaya yüzlerce hatta binlerce yıl adalet, şefkat ve merhamet getirmiş bir milletin evlatlarını, geçmişte üzerimize saldıkları haçlı ordularının çocuklarına internet ve sosyal medya üzerinden dönüştürerek, haçlı zihniyetinin esiri haline getirmeye çalışıyorlar.
Türk milleti tarihte hiçbir zaman esir olmamıştır, esareti ve sömürgeyi kabul etmemiş bir millettir. Ancak bu sömürge, bambaşka bir sömürgedir ve burada sömürülen aslında insanlarımızın duygularıdır, hisleridir, geleceğe dair umutlarıdır. Bir milletin geleceğini, gençlerinin düşünce yapısını bozarak karartmak isteyenlerin oyununa gelmeyelim dostlar. Bu şanlı milletin geleceğini ve kaderini, bir avuç sosyal medya fenomeninin belirlemesine izin vermeyelim. Geleceğimize, gençliğimize, nesillerimize sahip çıkalım. Onların bol kitap okumalarını ve en değerli çağlarını sosyal medyada, bu sorunlu insanların abuk subuk videolarını izleyerek geçirmelerine engel olalım.
Eğer aklımızı başımıza almaz isek; yarın çok geç olabilir. Her şeyin gönlünüzce olmasını diliyor, saygı ve sevgilerimi sunuyorum.