İLERLEMEK İSTİYORSAK BUNLARI YAPMALI
Bir türlü istediğimiz seviyeye gelemedik gitti. Toplum olarak hep kendimizi muasır medeniyetler seviyesinde görmeyi hayal ederiz. Gelişmiş bir ülke olmak ve insanın insana saygı duyduğu nesiller yetiştirmek isteriz. Ancak bütün bunlara rağmen, toplumsal alanlarda her türlü kabalığın, vandallığın, umursamazlığın dibini sıyırmaktan da geri durmayız.
Hepimizin hayalidir; çocuklarımızı daha gelişmiş bir toplumda yaşatmak, geleceğe güvenle bakmak ve arkamızı döndüğümüzde bize zarar vermesinden endişe etmeyeceğimiz insanlarla birlikte olmak. Evet, belki daha fazlasını da hayal edebiliriz, lakin şimdilik sukut-u hayale uğrama seviyemizi daha da yükseğe çıkarmamak adına bu kadarla sınırlı tutalım hayallerimizi.
Hep bir şeyler hayal ediyoruz, insanlardan güzel şeyler umuyoruz buraya kadar tamam da, peki bizler bireysel olarak üzerimize düşen görevlerimizi yerine getiriyor muyuz mesela?
Sözgelimi yılda kaç kitap okuyoruz? Ya da çocuklarımızı hafta tatillerinde AVM’ler yerine hangi kültür varlıklarını yahut tarihi ve turistik eserleri ziyarete götürüyoruz? Hatta ve hatta büyüklerimizi ayda kaç kere ziyaret ediyor, onların da mutlu olması için kendimizce bir şeyler yapıyoruz?
Ya da trafikte kaç yayaya yol verdik bugün? Yere izmarit atan bir adamı uyardık mı, ya da tam tükürmeye hazırlanan birine engel olabildik mi? Yoksa eğer bunları yaparsak, muhatabımızdan kaba bir geri dönüş alırız diye hatta “sana ne kardeşim, sen toplumun ahlak bekçisi misin, anam mısın, babam mısın” diye sürüp giden bir cümleye maruz kalarak sinirimizin bozulmasından mı, yoksa bir adım daha fazlası şiddete bile uğramaktan mı korktuk? Evet, eğer birisine bu bahsettiğimiz uyarılardan birinde bulunacak olsak Allah muhafaza, sonu dayakla hatta daha fazlasıyla biten bir şiddete maruz kalmaktan hepimiz çekiniriz değil mi?
Toplum olarak hepimiz birbirimize bilenmiş, keskin birer bıçaklar gibiyiz adeta. Herkesin herkese bir söyleyeceği söz var, herkesin yapacağı bir kapak var adeta amiyane tabirle söylemek gerekirse.
Oysa bizler ince ruhlu insanların yaşadığı bir medeniyetin çocuklarıydık. İşte o ince ruhlu güzel insanlar yaşıyorken, ne kadar da mutluydu insanlar. Kimse kimseye hor gözle bakmaz, yerlere çöp atılmaz, sabah işe giderken, kaldırımdaki balgam göletlerinin üzerinden atlamaya çalışmazdı insanlar.
Bizler bazı şeyleri eksik ya da yanlış yapıyoruz ama işte bu “bazı şeyler” tam olarak nedir, ne değildir, bunu bile tespit etmekte aciz kalıyoruz bazen. Çocuklarımızı eğitirken adeta, “balıklara uçmayı, kuşlara yüzmeyi” öğretmeye çalışırken, gençliğimiz heba oluyor, geleceğimiz kaybolup gidiyor cahillik girdabının tam ortasında.
Bir defa kitap okumayı alışkanlık haline getirmeyi beceremedik. İnsanlar bırakın kitap okumayı, şu an sizlerin okuduğunuz bu satırları dahi okumaktan aciz ve öylesine bakıp geçiyorlar. (Yazılarımı eksiksiz okuyan, günü gününe takip eden siz kıymetli okuyucularımı tenzih ederim.)
Eğer yazımızın girişinde bahsetmiş olduğumuz medeniyet tasavvuru olarak görülebilecek bu düşünceleri yerine getirmek ve böyle bir toplumda yaşayabilmek istiyorsak; kesinlikle çocuklarımıza okul öncesi çağlarında eğitimlerini eksiksiz ve doğru bir şekilde vermeliyiz. Dostlar alışverişte görsün mantığı ile iki el işi kâğıdı, biraz sulu boya vs ile yaptırdığımız kısır uygulamalara resim, müzik, beden eğitimi, zihinsel ve bedensel gelişim sağlayan oyunlar, kodlama ve benzeri uygulamalar, bilim adamı ve mucit yetiştirecek bir sistemin alt yapısını oluşturacak etkinlikler, toplumsal ahlak kuralları ve adab-ı muaşeret, Allah korkusu, milli ve manevi bilinci artıracak uygulamalar, komşuluk ve birlikte yaşama ahlakı gibi konuları ve hatta daha fazlasını vermezsek, biz çok zaman daha hayal eder dururuz muasır medeniyetler seviyesine ulaşıp, hem ekonomik anlamda hem de toplumsal ahlak anlamında gelişmiş bir ülke olabilmeyi. İşte böyle dostlarım, şimdilik bu kadarı yeterli.
Karamsarlığa kapılmadan, daha çok çalışıp, ülkemize ve milletimize hizmet edebilmenin yollarını arayan, hiç yorulmadan çalışan vatan sevdalısı insanlardan olabilmek dileğiyle, sizleri sevgiyle selamlıyorum.