OKUDUĞUNU ANLAMAYANLARIN ÜLKESİ
İletişimde en önemli kurallardan biridir, kendisini karşı tarafa yani alıcıya eksiksiz ve kusursuz bir biçimde ifade etmek. Aynı şekilde muhatap da, kendisine anlatılmak isteneni en iyi ve eksiksiz bir şekilde anlayacak şekilde konsantrasyonla karşı tarafı dinlemeli ya da okumalı. Mesajı alıcı ve verici arasında ancak böylesi kusursuz bir diyalog kurulursa, iletişim etkili ve eksiksiz olur.
Ancak bizim ülkemizde durum biraz farklılık arz ediyor. Bizde ne okuyan okuduğunu doğru ve eksiksiz şekilde anlayabiliyor, ne de mesajı veren doğru düzgün konuşabiliyor ya da yazabiliyor. Yani demem o ki değerli dostlarım; ülkemizde çok ciddi bir iletişim, etkileşim problemimiz var ama görmezden mi geliyoruz, yoksa halının altına süpürdüğümüz diğer sorunlarımız gibi bunu da göz ardı mı ediyoruz emin değilim.
Bugün sosyal medyada göz gezdirirken; TYT Fen Bilimleri testinde hiçbir soruyu doğru yanıtlayamayan öğrenci sayısının, 787.506 kişi olduğu ve yine Milli Eğitim Bakanlığı’na göre öğrencilerin %66’sının okuduğunu anlamadığı yönünde yapılan haberlere ve atılan tweetlere rastladım. İnanın içim nasıl kanadı anlatamam. Bu verilen istatistikler bir yana, zaten sosyal hayatta hepimiz çekmiyor muyuz okuduğunu anlama konusunda sorun yaşayan insanlardan? Sosyal medyada bir paylaşım yaparsınız, sizin anlatmak istediğinizi anlamayanların ya da yanlış anlayanların oranı, sizi doğru anlayanların oranından en az 10 kat fazla olur. Paylaşımın ardından bir de açıklama yapmak zorunda kalırsınız, kendinizi suçlu hissedermişçesine. Ya da birileri sırf sizi yanlış anladığı için, kendinizden nefret bile ettirirler insanı. O derece vahim yani. Daha “lütfen çöp atmayınız” yazısını gördüğü halde çöp atanlardan, “garaj kapısıdır, park etmeyiniz” yazısına rağmen getirip arabasını tam da garaj kapısının önüne koyanlardan hiç bahsetmiyorum bile.
Bir ülkenin gelişmişlik düzeyi bence, o ülkede halka yapılan uyarılardan ve halkın bu uyarılara kulak asıp asmama derecesinden ölçülür. Bir süs havuzunun kenarına “içme suyu değildir” yazan belediye gördüm ben. Pardon ama o süs havuzuna bastığınız su velev ki içme suyu bile olsa, bizim halkımız eğilip o havuzdan su içecek kadar akılsız mı? Bu insanlar güvercin mi ki süs havuzundan su içsin. İşte dostlarım, halkının daha önce değişik değişik işlere tevessül ettiğini gören yöneticiler de çareyi artık süs havuzlarına bile böyle uyarılar asmakta buluyor çözümü demek ki diye düşünüyorum. Yoksa öyle saçma sapan uyarılar var ki, bazen insana hakaret derecesine varıyor. Gerçi bu durum yalnız bizim ülkemizde yok, pek çok ülkede de bize çok saçma gelen uyarılar yapıldığını görüyoruz ancak, bazen fazla abartılmıyor da değil.
Yine olaya bir başka açıdan daha bakmak gerekirse; bir akademisyen olarak görev yaptığım kurumlarda genelde öğrencilerle iletişim kanallarımızdan biri de, herkesin görebileceği yerdeki kapılara, duvarlara veya bakma zorunluluklarının bulunduğu panolara yazılar asmaktır. Öyle ki sınavla ilgili duyurulardan tutun, ders programlarına varana dek, internet sayfamız ile eş zamanlı olarak matbu evrakları da buralara asarız ama sonuç nasıl olur dersiniz? Elbette öğrencilerin büyük çoğunluğu kendilerine yapılan bu duyuruların farkına bile varmaz. Öyle bir ihtimal yok ama oldu da internete girme imkânları olmayabilir diye her yana asılan duyurulara bile bakmazlar. “Duyuruyu asmıştık” dediğimizde bize verdikleri en popüler cevap; “görmedik ki hocam” olmaktadır. Evet, ne yazık ki okuduğunu anlamayan insanların ülkesinin hali içimi acıtıyor kıymetli dostlarım. Okuduğumuzu anlamak şöyle dursun, aslında okumaya bile yeltenmiyoruz.
Her şeye rağmen, yazılarımı aralıksız takip eden, hatta bazen yazım geciktiğinde gazetemizi arayarak, yazımın ne zaman yayınlanacağını soran, şahsıma sosyal medya vb iletişim kanalları ile ulaşıp iyi dileklerini ileten çok ama çok kıymetli okurlarım olduğunu da biliyorum. İşte bu ülke sizler ve sizin gibiler sayesinde ayakta duruyor ve aydınlık geleceğe adım adım yürüyor. Okuyan insanın gözünün feri bile başkadır dostlarım. Sizler de öyle kıymetlisiniz işte. Sizleri sevgiyle selamlıyor, bir eğitim öğretim yılının daha sağlıklı ve başarılı bir şekilde geçmesini tüm ülkemiz için temenni ediyorum.