Bugünkü yazımıza ilham verecek olan “özenti” kelimesinin sözcük anlamı, Türk Dil Kurumu’na göre birden fazladır. Ancak biz bu tanımlardan bir tanesini kullanacağız. TDK’ ya göre özenti; “beğendiği bir durumda olma, beğendiği şeye benzeme çabası” cümlesiyle tanımlanmış olup, aslında insanın özenme duygusunu, beğendiği konular ile ilişkilendirmiştir.
Bir insanın hayat tarzını veya eşyalarını beğenirsiniz ve siz de ona benzemeye çalışırsınız. Kullanmış olduğu otomobilinden tutun da, konuşma biçimine varıncaya kadar her şeyinizle o insana benzemeye çalışmak; özenti olmanın temel şartlarını taşır. Hep birilerine benzemeye ve onlar gibi yaşamaya çalışan insana özenti denir, bu doğru. Bir de hayatında kendisine ait hiçbir tarzı olmayan, hayatını hep başkalarının hayatlarını taklit edercesine yaşayan, sanki kendisi değilmiş de, bir başkasıymış gibi yaşayan insanlar var. Ünlü şarkıcı Tarkan’ın bir şarkı sözü gelir aklıma hep, bu insanları gördüğüm zaman; “başkası olma, kendin ol, böyle çok daha güzelsin”. Evet, kesinlikle bence de böyledir, başkası olmaya ne gerek var. Her hal ve her şartta kendimiz olabilsek, böyle çok daha güzel değil miyiz?
Özenti olmanın birden fazla tanımı var demiştik ya yazımızın başında, işte bir de insanlarla olan iletişiminde özenti olanlar var ki; toplumsal sorunlarımız arasında önemli bir yere sahip olduklarını düşündüğüm bir kesimdir onlar. TDK’nın bir başka tanımlamasında özenti kelimesinin bir de şöyle bir anlamı var; “anlatımda yapmacıklık, doğallıktan uzaklaşma”. Gerçekten de bazı insanların iletişim biçimlerinde inanılmaz bir doğallıktan uzaklık, yapmacıklık, hatta bütün bunlar yetmezmiş gibi yapay ve abartılı tavır ve davranışlar vardır. Bu tarz karaktere sahip insanların, çocuklarıyla ve eşleriyle olan iletişimleri de son derece yapay ve yüzeyseldir. Ben böyle insanları görünce, onların iyi birer tiyatrocu olduklarını düşünüyor, onları tiyatro izler gibi izliyorum. Aslında kötü de olmuyor, sayelerinde yeni kaleme alacağım makalelerim ve kitaplarımda yer alacak konulara ilham kaynağı bile oluyorlar zaman zaman. Çünkü ben kaleme aldığım kitap ve makalelerde, hep insana dair olan konuları yazarım. Türk insanının sosyal hayatta birbiriyle, hatta kendisiyle yaşadığı iletişim problemlerine farklı bir bakış açısı ve geliştirici bir yaklaşım getiren, şahsımın kaleme almış olduğu “İLETİŞİM SANATTIR” adlı kitabımda da, burada bahsettiğim konular ve bunlara benzer pek çok iletişim problemini teşhis ettim ve çözüm yollarını gösterdim. Nasıl davranışlar sergilerseniz, toplumda aranılan ve kalitesiyle adından söz ettiren bireyler olacağınızdan tutun da, hatasız iletişim tarzınızla sıradan olandan ayrılarak, sıra dışı çizginizle fark yaratabileceğiniz tüyoları sizlerle paylaşarak, toplumda kalitesiyle dikkat çeken bireyler olabilmenin yollarını anlattım.
İş dünyasında yer alan her yaştan profesyonel ve lise- üniversite seviyelerinde öğrenci olan ve yakın gelecekte iş dünyasına atılacak olan sevgili gençlerimizin kendilerini topluma daha iyi anlatmaları ve sıradan ve vasıfsız kalabalıklardan nasıl sıyrılmaları gerektiğini kitabımda kaleme aldım. İşte buradan hareketle bugünkü makalemizde de, sizlere özenti iletişim biçimleri konusunu hatırlatmak istedim.
Özenti iletişim metoduna sahip insanlar her yerde, hayatımızın her alanındalar. Sizin kıyafet tarzınızdan tutun, kişisel imajınıza, insanlarla olan iletişim biçiminizden tutun, yaşadığınız hayatın bütününe özenirler ve hatta aile içindeki tavır ve davranışlarınızı dahi kopyalayarak, adeta kendi hayatlarının ortasına yapıştırırlar. Aslında bu konuda daha önceki yıllarda, aktüel ve sosyal konularda yayın yapan bir dergiye yazmış olduğum “Kopyala-Yapıştır Hayatlar” konulu bir makalem geldi aklıma. Webden erişme imkânınız olursa, okumanızı tavsiye ederim, burada ele aldığım konuları daha derinlemesine kaleme almıştım. Hem kim bilir, belki müsaitliğimiz olursa, benzer bir yazıyı tekrar burada da kaleme alır, sizlerle paylaşırız.
Evet çok kıymetli okurlarım, hadisenin özü böyle. Yani sizlere demem o ki; hayatınızda çok sayıda var olan bu özenti iletişim tarzına sahip olan insanlardan uzak kalmaya çalışın, kalamıyorsanız da onlarla olan mesafenizi “sizi aşağı çekmelerine izin vermeyecek” şekilde ayarlayın. Çünkü size özenip, sizi taklit edenler sizin kalitenizi düşüremeseler bile, sizden çaldıkları ile sizin enerjinize olumsuz etki edeceklerdir. Ancak siz yine de unutmayın ki; “taklitler, aslını yaşatır.” Yani tarzınız, kişiliğiniz ve karakteriniz ne kadar özgün olursa, duruşunuz da o kadar sağlam olur. Sizleri sevgiyle selamlıyorum.