Hayal kurmadan yaşayamaz insanoğlu. Hayatının büyük bölümünü, kurduğu hayallerin peşinden giderek geçirir. Zaten, hedeflere ulaşmanın en önemli şartlarından biri değil midir hayal kurmak?
Ancak tüm bu gerçekliğe rağmen; insanlar hayal kurup, onları gerçekleştirmek için çabalayan kişileri genelde biraz tuhaf karşılarlar ve boş işler peşinde koştuklarını iddia ederek, onları hayallerinden vazgeçirmeye çalışırlar. Öyle ya, hayatı boyunca tek bir hayali olmayan, olsa da hiçbir hayalini gerçekleştirememiş tembel insanlar, hiç sever mi; çalışıp, çabalayarak hayallerini gerçekleştiren idealist insanları?
Özellikle elde edilmesi zor başarıları; büyük çoğunlukla hayalleri büyük ve çalışmaktan gocunmayan insanlar elde ediyor. Hayatın değişmez kuralı böyle. Hiçbir başarı yoktur ki; çaba göstermeden, insanlara altın tepside sunulsun.
Ne yazık ki, günümüzde gençlerimiz, hayallerinin peşinde koşmakta biraz ağır kalıyor adeta. Hayatlarının baharında, geleceğe dair hiçbir hedefi olmayan, hayal kurmadan günlük yaşayan insan yığını gibiler. Bugünü yaşıyorlar, lakin geleceğe dair bir planları yok. Pek çoğu ne iş yapacağına bile karar vermemiş. Bir iki yıl sonrasına dair hiçbir plan ve hedefleri yok. Böyle bir gençlikle, geleceğe dair olumlu hayaller kurmak, geleceği elde edebileceğini zannetmek; sizce mümkün müdür?
Peki, nedir gençlerimizin hayallerini yıkan, ya da daha doğru bir ifade ile onları hayal kurmaktan alıkoyan ve hedefsizleştiren unsurlar? Son yıllarda teknolojinin gelişmesiyle, son derece yaygınlaşan elektronik oyunlar ve sosyal medya; gençlerimizin düşünme ve hayal kurma yeteneğini ellerinden alıp götürüyor. Bugünlerini fotoğraf ve yazılar paylaşarak, oyunlar oynayarak yaşıyorlar; ancak yarın için herhangi bir planları yok. Kendilerine yaptıkları en önemli yatırım, yeni bir telefon almak. Geleceğe yönelik bakış açılarında, herhangi bir bilimsel çalışma, siyasi hedef, ya da kariyer planlaması yok. Adeta akan suyun akıntısına kendilerini bırakmışlar ve uçurumun kıyısına sürükleniyorlar. Fakat acı olan şey de şu ki; ne yazık ki bu durumun farkında değiller. Gerçeklerin bir gün elbet insanların karşılarına çıkmak gibi kötü bir huyu vardır. Mutlaka bir gün, bugünkü ihmallerinin bedelini ödeyecekler. Çünkü hiçbir başarıya, elleri cebinde yürünmüyor. İlla ki bir çaba göstermesi, emek vermesi gerek insanın. Hayatın kuralı bu, emek olmadan yemek olmuyor.
Tüm bu nedenlerden dolayı; insan başarıyı elde etmek ve hedeflediği noktalarda olmak istiyorsa; önce kendine bir hedef koyacak ve bunu yaparken de elinden geldiği kadar, hayallerinden yardım alacak. Hayalsiz oluşturulmuş bir gelecek planının, geçmişte yaşanan hatalardan ders alma payı yoktur ve geçmişin adeta bir yansıması gibidir. Yepyeni başarılara ve en güzel geleceğe adım atmak isteyen insan, hayallerini serbest bırakmakla yükümlüdür.
Geleceğini şekillendirirken, hayal etme kapasitesi yüksek olan insanlar; kendilerine daha yüksek hedefler koyarlar ve bu hedefe doğru yürümeye başlarlar. Öyle ki; hedefledikleri menzile ulaşamasalar dahi; ulaşmayı başarabildikleri nokta da, hiçbir hayali ve hedefi olmayan insanların bulunduğu yerden çok daha iyi bir nokta olacaktır.
Unutmayalım ki; hayallerinin çıtası ne kadar yüksekte olursa; insan o kadar yükseğe zıplar. Bu vesileyle, hepinize bol hayalli, bol çalışmalı ve çabalamalı, emek verilmiş, güzel bir hayat çizgisi diliyorum.