Evlenmeye giden yolun başları sevgiyle döşenmiş olmalıdır. Bir erkeğin bir kadını ya da bir kadının bir erkeği sevmesi fikri bir davranıştır. Allah’ın insanlara lütfettiği bu duygu kişinin elinde değildir. Vakti zamanı gelince oluşur.
Sevmek, aşık olmak, evlenip mutlu olmak herkesin hakkıdır. Ailenin temeli atılırken haramlardan uzaklaşılarak yapılan davranışlar kurulacak yuvayı da, dünyaya gelecek yavruları da etkileyecektir.
Enes B. Malik ’den nakledilen bir hadiste şu anlatılır :”Ashaptan bazı kimseler Hz. Nebi’nin eşlerine gelerek, onun yalnız başına iken yaptığı ibadetleri sordular.( Kendi ibadetini az görerek) birisi de “ben kadınlarla evlenmeyeceğim “ birisi “ ben et yemeyeceğim “ birisi de “ ben artık yatakta uyumayacağım” dedi. (onların bu sözleri kendine bildirilince) Resulullah, önce Allaha hamd edip onun yüceliğini dile getirip şöyle buyurdu. ( bazılarına ne oluyor da bu sözleri söylüyorlar! Halbuki ben, namaz kılarım, uyurum, oruç da tutarım. Tutmadığım da olur; kadınlarla da evlenirim. Her kim benim sünnetimden / yolumdan yüz çevirirse o benden değildir.)
Yine Rum suresinin 21. Ayetinde mealen şöyle buyrulmuştur; “ Onlarla huzur bulasınız diye sizin için kendi türünüzden eşler yaratması, aranıza sevgi ve merhamet koyması Allah’ın ayetlerindendir. Şüphesiz bunda, düşünen bir topluluk için ayetler vardır.”
Daha birçok ayet ve hadisler gereğince insan neslinin meşru bir şekilde devamını sağlamak için evlenmenin toplumsal bir görev olduğunda İslam alimleri görüş birliğindedir, İslam hukukçuları, evlenmediği takdirde, zinaya düşeceğine dair kanaat taşıyanların oruç ve benzeri şeylerle kendilerini korumasını, aksi durumda evlenmesinin farz-ı ayın olduğu sonucuna varmışlardır.
Sevginin, nesillerin, evliliğin perçini nikahtır.
Tarafların hak hukukunu koruyan nikahı hafife alıcı davranışlara müsamahalı bakılamaz.
Güzel bir başlangıç, halis bir niyet güzellikleri getirir. Evliliğin huzurlu geçmesi yapılacak nikahın sağlamlığıyla doğru orantılıdır. Nikah bir bakıma evliliğin tedbiridir. Önce tedbir, sonra tevekkül diyerek eşler birbirlerinin hak hukukunu kendi belirlerler.
Evlilik yolundaki ilk adımlardan biri uygun eş seçimidir. Ailenin huzur, mutluluk ve güvenli bir temele oturtulması şarttır. Din ve ahlak temellerinden yoksun aileler çatırtılara açıktır. Zenginlik, güzellik ve soy-sop çoğu insanın özlemidir. Kimi zaman güzel, kimi zaman kariyer sahibi, kimi zaman şöhretli bazen dindar ve ahlaklı eşler aranır. Ataerbil yani geniş aile içinde yetişenlerin bu sorunları aşması biraz daha kolaydır.
Kendisine uygun bir eş bulanlar durumu ana babasına açamazlarsa dede, nine yoluyla meramlarını anlatabilirler.
-Bekleyelim eli iş tutsun
-Eli iş tutunca yükselsin
-Yükselince dengini bulamıyoruz
-Oğlumuza kız var ama onun gözü kimseyi görmüyor
-Kızımız ya da oğlumuz zenginse fakiri dengine almıyor
gibi bahanelerle evliliği geciktirmek bambaşka toplumsal olayların önünü açmaktadır.
İmanımız kuvvetli ise Nisa suresinde belirtilen “ Eğer onlar yoksul iseler, Allah onları lütfu ile zenginleştirir.” Ayeti bir anlam ifade eder.
İnkılap derecesinde büyük değişime ihtiyacı olan Türk İslam aile hayatı, gelecek nesillerin ve muhteşem Türkiye hedeflerinin de güvencesi olacaktır.
Allah, milletimizi ve aile yapımızı, millet düşmanlarının şerrinden korusun ve aziz etsin.
Âmin inşeAllah teşekkür ederim.