Yaşadığımız dünya kötülüklerle şerlerle dolu, elbette isteyenler için.
Yine yaşadığımız dünya güzelliklerle dolu yine arzulayanlar için.
Yoksa kimse kimseyi onu tercih et bunu tercih et diye zorlamıyor.
İnsan, yaradılış gayesine uygun hareket ederse hem bu dünyada hem de ahiret hayatında huzuru hak etmiş olmaktadır.
Yaptığımız, yapacağımız tercihler için bize verilen irade yeterlidir.
Yapacağımız her seçimde de bu iradeyi kullanıyoruz.
Ortada arkadaş olabileceğimiz birkaç kişi varsa; kendi mizacımıza uygun olanı tercih etmek olağan bir davranıştır. İçlerindekilerden daha az zarar verebileceği seçmeyi EHVEN-İ ŞER diye tabirlendirebiliriz.
İnsanlık tarihi boyunca EHVEN yani iyi olanı tercih etmek yerine Ehven-i Şer olanın daha fazla olduğunu görürüz. Çünkü iyi olanı, haklı olanı seçmek çoğu zaman nefsimize ağır gelir. İşin kolaycılığına kaçıp Ehven-i Şeri seçmek neticede kendi kendimizi görünüşte tatminden öteye işe yaramaz.
Yakın siyasi tarihimizde de Hakkı, hakikati, ilmi çalışmayı milli ve manevi değerlere bağlılığı kendine şiar edinmiş partilere rağbet edilip, onlara güç verileceği yerde kolaycılığa kapılıp Ehven-i Şer propagandalarıyla büyük görünen kitle partileri desteklenmiştir.
Cemaat önderleri, tarikat ileri gelenleri kendilerine sağlanacak kolaylıkları haklı olanları değil, ehven-i şer gördükleri kitle partilerini işaret etmiştir.
İnsanımızı can evinden vurarak, en hassas olduğu inancından avlama yoluna gidilmiş, suret-i haktan görünenler iktidarlardan hep nasiplenmişlerdir.
Okumuş, idrak etmiş aydın kesimlerden oy alamayacağını düşünen iktidar sahipleri, insanımızın cahil olması yönünde tutum almasına çabalamışlardır
Soyut gibi görünen bu anlatımların somut neticesi ortadadır:
- Karayollarımızda seyir halinde olan milyonlarca araçtan kaç tanesi yerlidir?
- Bu milyonlarca aracın yakıtı milyarlarca litre iken ne kadarı yerlidir?
- Dünya çapında etkili olan teknolojik yerli kaç ürünümüz vardır?
- Paramız dünya sıralamasında etkin bir yerde midir?
- Emeklimiz değil bir yıllık, on yıllık birikimiyle bile olsa bir aylık dış ülke seyahatine çıkabilecek durum da mıdır?
- İmar afları, imar barışlarıyla konutlar depreme dayanıklı hale getirileceği yerde depremin yıkması için hazır hale mi getirilmiştir?
- Okuyan, kabiliyetli gençlerimize yeterli imkanlar sağlanarak onların ülke hayrına çalışmasına mı yoksa beyin göçüne mi kapı aralanmıştır?
- Adalet, her yerde, herkes için, her zaman lazımken eğilip bükülmekten kurtulmuş mudur?
Soruları çoğaltmak mümkündür. Verilecek cevaplardaki burukluklar seçimlerdeki Ehven-i Şer tercihlerimizin isabetsizliğini dışa vuracaktır.
Yapılan iyi ve güzel şeyleri görüp takdir etmek gerek, yetersizliğimizi unutmadan.
Plan, proje, fizibilite çalışması yapılmadan sırf siyası kazanımlar için yapılan yanlış yatırımları görmezden gelmemek gerek.
% 98 hata paylı, Zafer Havaalanı yatırımı için 2044 yılına kadar 208 Milyon Euro, bir şirketin kasasına aktarılırken buna seyirci kalınması bizi üzüyor.
Aziz vatandaşlarımızın bu ihaneti ve beceriksizliği sergileyenlere karşı tutumlarını netleştirmesi gerekmez mi?
Hazinenin devletin imkanlarını kullanarak yüzlerce seçim araçlarıyla, çevre ve gürültü kirliliğine sebep olarak senden yetki isteyenlere karşı tavrını iyice belirlemen gerekiyor.
Rant Belediyeciliği değil, Modern Kent Belediyeciliği deyip önce insan diyen milletin partisini mi, yoksa öteden beri seni boynu bükük bırakan iri kıyım Ehven-i Şer olanları mı tercih etmen için 31 MART 2024 bir fırsattır.
Himmet KASAL
İnşeAllah aklıselim galip gelir bu sefer. Güzel yazınızı okudum dertlerimize tercüman olmuşsunuz teşekkür ediyorum.