Daha dün gibi, 1446 Ramazan ayına kavuştuk demiştik. Şimdi sağ olanlarımız, bayrama kavuşmak üzereler. Ramazan’ın da bayramın da hayırlar getirmesini hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Hayrı, bereketi, mağfireti ve yüklerden arınmayı beraberinde getirmiştir şüphesiz bu kutlu ay. Ama biz ne kadarından istifade edebildik? Sorun burada. Bu bereket ve feyizlerden ne kadarından nasiplenebildik?
Bu Ramazan, takvaya bir adım daha yaklaştırdıysa bizi karlıyız demektir.
Özellikle yöneticilerimiz toplumsal çürüme artarak devam ediyorken güzel örnektelikler sergileyerek rol model olmaya hangi ölçüde hazırlar.
Yoksa, onlar da mı siyasal çöküşün ateşine odun atmaya devam ediyorlar. Hepimizin gözünün önünde cereyan eden olaylara baktığımızda haksızlıkların tırmandığını, fakirlerin muhtaçların yoksulların, kimsesizlerin feryadı göklere çıktığını, bütün olan biteni de taşlardan başkası işitmezse, yöneticiler "BEN BEN, derse ve bütün bunlara şahit olanlar "NEME LAZIM" derse toplumların, devletlerin, partilerin sonu geldi demektir.
Her yerde, her zaman herkes için olması gereken ADALET! yalnızca kendisinin canı yandığında hatırlayanlara yazıklar olsun.
İhmal, tedbirsizlik sorumsuzluk ve denetimsizlikten 2003-2025 arasında 24 acı dolu facia yaşanmıştır. 54 bin 780 vatandaşımız hayatını kaybetti. 2014 Soma maden faciasında 301 ölü, tren kazaları, Bolu'daki gibi otel yangınları, mühimmat deposu patlaması, depremler daha niceleri yaşandı, Sorumlu kim? desek hiç kimse üstlenmez. Üstüne üstlük hep başkalarını gösterir.
Suçlu ararsan göstermelik birkaç garibandır. İstifa eden yetkili, sorumlu bizim ülkemizde pek nadirdir.
Görevden alınıp tutuklanan adaleti tesis için değil de siyasi ikbal için bu işleme maruz kalıyorsa mağdur edilmiştir. Ülkemizde mağdur edebiyatıyla yükselen siyasetçiler popüler olmaktadır.
"Kötülük, ahlaksızlık, adaletsizlik ve her türlü yanlış, din kullanılarak kullanılarak örtülüyor, görmezlikten geliniyor, hatta meşrulaştırılıyorsa, öncelikle dini ahlaksızların tasallutundan kurtarmak gerekir.... Özgür olmayan özgürleştirmeyen din, kötülüğü ve köleliği meşrulaştırır! İslam hiçbir kimsenin, hiçbir mezhebin, cemaatin yada tarikatın tekelinde değildir." Prof. Dr. Hasan Onat, Büyük Sivas Haber, 12 Temmuz 2021
Her okunuşunda insanlığa yeni ufuklar açan Kur'an da bir yönetim şekli dikte edilmemiştir. Bizzat peygamberin hayatında uyguladığı ilkelerin başında adalet, istişare, emanet, liyakat gibi hususlara riayetle idarenin yapılması halinde sorun üreten değil çözüm odaklı idarenin ipuçları verilmiştir.
İpuçlarından harekette,
- Devleti yönetmek için büyük bir ordu,
- Orduyu yönetmek için büyük bir ekonomi,
- Ekonominin sıhhati için üretken, çalışkan halkın nefah seviyesinin yüksekliği,
- Halkın refahının yüksek olması için kanunların adil olması gerekir.
Acısıyla, tatlısıyla sonuna geldiğimiz Ramazan bize böyle bir muhasebeyi yaptırıp, müsbet düşüncelere kapı araladıysa ne mutlu bize diyebiliriz.
Suriye'de alışık olunmadık süratte gerçekleşen olaylarla, 40 yıllık terörist başının Gazi Mecliste konuşturulması tekliflerinin aynı karanlık mahfillerce tezgahlandığı izlenimi açıktır. İsrail bayrakları PKK paçavraları arasında Nevruz kutlamaları da manidardır.
Diploma skandalları ve belediye başkanlarına yönelik operasyonların asıl hedefi perdelemek, gündemi değiştirmek amaçlı olabileceğini düşünmek yanlış olmayacaktır. Aradan 25-35 yıl geçmiş diplomalar için niye bu günler seçilmiştir?
Ülkemizi, devletimizi seven insanlar olarak eleştirilerimizi şahıslara değil yapılan yanlış uygulamalara yoğunlaştırmalıyız. Bundan sonraki Ramazan' ların bundan öncekilerden daha huzurlu, bereketli ve sorunların adaletle azaldığı kutlu aylar olmasını diler, bayramınızı tebrik ederim.
Himmet KASAL
Yorumlar
Kalan Karakter: