31 mart 2024 mahalli idareler seçimi, ne ilktir ne de sondur.
Bu seçimler mahalli idareler ve belediye başkanlığı tercihlerinden de öte genel seçim havasına bürünmüştür.
Dünyayı, insanlığı ayakta tutan ADALET' in çiğnenerek yerle yeksan edildiği orantısız güçlerin yarıştığı dengesiz bir seçim dönemi sonunda sandığa gideceğimiz gün yakındır.
Her zaman olduğu gibi seçimlerin ülkemize, insanlığımıza hayırlar getirmesini dileriz.
İktidar ve destekçileri partiler konumlarını korumak, muhalefet partileri de iktidara ders vermek gayesiyle konumlarını güçlendirmek istiyorlar.
Önce insan, diyerek onurluca bir hayatın temellendirildiğini göremiyoruz.
Bizi seçin gerisine karışmayın diyenlerin yarışına dönüşen seçim atmosferi.
Üreten çiftçinin, köylünün, hayvancılığın gittikçe zorlaştığını düşünen yok.
% 30 ları bulan köylü nüfus % 10’larin altına düşmekte, insanlarımız şehirlere doluşturulmakta, sinsi bir tehlike siyasileri endişelendirmiyor.
Şehirler kalabalıklaştıkça konut, trafik, işsizlik sorunları da artmaktadır.
Kiraların yüksekliği emekli ve asgari ücretlileri fevkalade zorlamaktadır.
Yıllarca prim ödeyerek insan onuruna yakışır bir hayat özleyen emeklilerimiz hak edilen yerlerinden çok uzaktadır.
Enflasyon, hayat pahalığı insanımızı canından bezdirir haldedir.
Faizler % 8,5 olduğunda hükümet yetkililerini alkışlayan bir kitle, faizler % 50’ ye dayandığında alkışlamaktan yine geri durmuyor. Bu adeta ipnotize edilmiş topluluğa akıl sır erdirmekte zorlanıyoruz.
Keza, terörist yatağı, Kandil hamisi İsveç'in NATO'ya alınmamasını alkışlayan topluluklar 2 hafta sonra İsveç’in NATO’ya alınmasını da alkışlayabiliyorlar
Rahip Bronson’u ben iktidarda oldukça asla ABD'ye vermem diyen AKP genel başkanını alkışlayan eller birkaç gün sonra uçakla ABD'ye gönderilen Bronson’un ardından yine alkış için şakırdayabiliyor.
Ekonomide, teknolojide eğitimde dünya sıralamasında hep gerilerde kalırken enflasyonda, hayat pahalılığında üst sıralarda yarışıyoruz.
Türk Parası tarihinin en düşük seviyelerinde.
15-20 ülkenin enflasyonuna eşit bir olayı yaşıyoruz.
Doğu Türkistan’da Uygur Türkleri, Myanmar’da, AÇE'de Gazze'de Müslümanlar soykırıma tabi tutulurken, yeterli tepkiyi gösterdiğimiz söylenemez.
Deprem bölgesinde bulunan ülkemizde yaşanan kayıplar depremlerden değil yapım hatalarından, imar afları ve barışlarıyla sağlanan ortamdan kaynaklanıyor.
Maden kazalarının sorumluları caydırıcı cezalarla karşılaşmayınca kayıplara hep ah vah ediyoruz.
Zenginliğimiz olan BOR-BORAKS-ALTIN madenlerimizin milli endişeler gözetilerek işletilmediğini yaşadığımız olaylar gösteriyor.
İktidarın görevi, insanımızın ve ülkemizin canlı-cansız varlıklarının haklarını ve zenginliklerini korumak, geliştirmek ve en iyi şekilde değerlendirmektir
Yollar, köprüler, havaalanları plan dahilinde gerektiği kadar yapılmalıdır. Ama insanımızın okumaya, muhakeme etmeye, uyanmaya bilinçli seçmen olmaya çalışkanlığa ve üretmeye ihtiyacı var.
Bile bile çözüm üretmeyip problemin kaynağı durumundaki partileri desteklemek, defalarca aldatıldığını görerek aynı partileri desteklemek pişmanlığı artırır.
Keşke o partilere oy vermeseydim dememek için;
İnsanımızı hür zengin ve mutlu, milletimizi rehber ve önder, ülkemizi gelişmiş, devletimizi güçlü kadir, muktedir ve dünya devletleri arasında saygın MUHTEŞEM TÜRKIYE davasının takipçisi MİLLET PARTİSİNİN çift başlı beyaz kartallı Selçuklu amblemi size kapılarını açıyor.
Keşke Millet Partisine oy verseydim pişmanlığına düşmeyelim.
Himmet KASAL
Yazar Himmet Kasal Beyin görüş ve düşüncelerini gazetemize yayınladığınız için sizlere çok teşekkür ediyorum selam ve saygılarımı sunarım