Afyonkarahisar'ımızda yıkılan 6 katlı vakıf işhanının yerine yapılmakta olan Millet Kütüphanesinde inşaatın sonuna yaklaşılıyor. İnşaallah yeterince alışkanlık kazanamadığımız kitap okuma alışkanlığına faydası olur.
Teknolojik gelişmeler, bilgisayar, internet, akıllı cep telefonları bizi kitap okuma alışkanlığından asla soğutmamalıdır. Diyorlar ki; her türlü bilgi buralarda kayıtlı, kitap okumaya ne gerek var? Bu yanlış bir düşüncedir. İnan hayatına yön vermek isteyenlerin hazırladığı muhakeme etme, analiz yapabilmeyi de kapsayan kitap kuma bir aşk olmalıdır.
Kitabı yazan ne zorluklarla, binbir emekle, belgi de kılı kırk yararcasına haftalarca, aylarca belki de yıllarca uğraşarak bir eser ortaya koymuştur. Böylece meydana getirilen binlerce, onbinlerce, yüzbinlerce hatta milyonlarca eserin korunup insanların istifadesine sunulan yerlere kütüphane diyoruz.
İlmin, medeniyetin zirvede olduğu Endülüs İslam medeniyetinde kitapların ve kütüphanelerin payı oldukça önemliydi. Bundan rahatsız olan Haçlılar 1492 yılında bu medeniyeti yerle yeksan ederken yüzbinlerce kitabı barındıran kütüphaneleri yıkarak, yakarak, nehirlere atarak aylarca kitap katliamı yapmışlardır.
Kitaplara ve kütüphanelere ulaşım ve istifade basit olmalıdır. İsteyen rahatça kütüphaneye girebilmeli, orada huzurla okuyabilmeli, gerekirse bir süreliğine kitapları evinde okuyabilmelidir.
70'li yıllarda İl Halk Kütüphanesi Dumlupınar Okulu'nun üstünde, şimdiki Valilik binasının yanındaydı. Kütüphane Müdürü Mahmut Bağır işini layıkıyla yapmaya çalışır, gelenlerle bizzat kültür birikimimize katkı sağlardık.
Okuyan, ilim deryasından sebeplenen insanlar, diğer insanlara fayda kapılarını açarlar. Yine okuyan, kendini yetiştirenler insanlar edep, haya, insan sevgisi, insan hakları konusunda duyarlı olurlar. Allah'a saygıya yönlendiren ilim, imanla birleşen ilimdir.
“Kulları içinden ancak alimler Allah'tan hakkıyla korkarlar.” Fatır Suresi 28.Ayet
Halk Kütüphanesi veya Millet Kütüphaneleri toplum için hayati görevler üsleniyor. Bizde toplum olarak bu müesseselerin kıymetini bilelim. Buralara sahip çıkalım, okuyalım, okutalım.
Yazılan bütün kitaplar okunsun istifade edilsin diye yazılmaktadır. Nesillerden nesillere aktarılan bu bilgileri taşıyan kitaplar, aynı zamanda insanlar öldükten sonra da amel defterlerinin kapanmamasına vesile olmaktadır.
Burada bahsettiğimiz kitaplar, faydalı içerikli olanlardır. Devletimizi, Milli Eğitim camiamızın milli kimlik ve şahsiyet kazandırmak üzerine yazılacak kitapları hedeflemesi esas olmalıdır. Gençlerimizin çoğunun kafası futbol, müzik ve moda üzerineyse durup bir daha düşünmeliyiz. Biz bu tutkuları nasıl millileştirebiliriz sorusunu cevaplamalıyız.
Bünyesinde kitapları barındıran kütüphaneler bize neler söylüyor?
- Yerli ve milli kültür, sanat, edebiyat, taklitçilikten hem iyidir hem çok üstündür.
- Orhun kitabelerini, Mimar Sinan'ı, Dede Efendi'yi, Buhurizadeyi, Ertuğrulgazi, Osman Bey, Şeyh Edebalı, Fatih Sultan Mehmet Han, Mehmet Akif Ersoy'u biz kitaplar ve kütüphanelerden öğrenmiyor muyuz?
- Mimarımız, Sinan'a sırtını dayarsa sırtı yere gelmez....
Değişik mimari tarzda inşa edilen Afyonkarahisar Millet Kütüphanesinin hayırlara vesile olması dileğimizdir. Alt geçit, üst geçit, spor salonlarına verilen isimler o kişilerin adının yaşatılmasına vesile olmaktadır. Ayrıca vefa borcunun yerine getirilmesidir.
Ülkemiz yetişkin insan gücünün şekillenmesine, kültür hayatının zenginliğine katkı verme amacıyla 17 seçkin kitap yazan rahmetli hemşehrimiz bilge lider AYKUT EDİBALİ' nin yapılan Millet Kütüphanesine isim olarak verilmesi de vefanın gereği olsa gerektir. Devlet ve siyaset erkanına çağrımız tam yerine oturacaktır:
AYKUT EDİBALİ MİLLET KÜTÜPHANESİ.
Himmet KASAL