Öncelikle kendilerinin çok kutlu bir davanın temsilcisi olduklarını hatırlarından çıkarmamalıdırlar. İslam Sancağının yeryüzüne, doğuya, batıya, dağlarına, ovalarına, vadilerine, çöllerine yayılması için, ileri görüş ve Allah'ın yardımıyla şaşırtıcı sonuçlar alabilen ecdadının tarihine vakıf olmalıdırlar.
İslam uğruna zevklerini daima erteleyen, rahatlarını bırakan, vatanlarından uzaklaşan, mallarını harcayan dava erlerinin zamanımızdaki temsilcileri olduklarının şuuruyla görev yaptıklarını unutmamalıdırlar.
Gönülleri Allah'a yönlendirmenin, iman rüzgarının bereketlenmesini, hayırları beslemesini sağlayarak kubbede hoş bir sada bırakmanın engin huzuru için görev yaptıklarının bilincinde olmayı, her şeyin üstünde tutmayı şiar edinmelidirler.
İnsanların en hayırlısı Kuran öğrenen ve öğretendir muştusunun birinci derecede muhatabı olmak ne güzeldir.
Anlaşılsın diye indirilen kitabımızı önce kendileri, daha sonra da cemaati tarafından anlaşılması için gayret göstermek onlara şeref kazandırır.
Ölürsek, arkamızda yetiştirdiğimiz öğrencilerimiz ve cemaatimiz bizi hayırla yad ederek sevaplarımızı sürdürür bilincini unutanlardan olmamak gerekir.
GÜNÜMÜZDEKİ UYGULAMALAR
Görevini layıkıyla yapan imam ve müezzinlerimiz çok az da olsa vardır. Allah bütün görevlilere muhkem bir iman ve bitmeyen görev aşkı nasip etsin. Cemaat onlardan, onlar da cemaatlerinden razı olursa en büyük olan Allah'ın rızası toplum üzerine olur.
- Merkezi ezanın yaygınlaşmasıyla cami görevlileri camiye ya ezan okunurken, ya da bir iki dakika kala ucu ucuna gelmektedir. Eskisi gibi 60-70 basamaklı minareye çıkma külfetinden halas olmuşlardır.
- Namazın farzında gösterdikleri hassasiyeti, sünnet ve son sünnette göstermemektedirler.
- Namazın hemen akabinde cemaat boşalsa da biz de hemen gitsek aceleciliği gözlemlene biliyor.
- Namazlardan sonra hiç olmazsa haftada iki defa ikindi sonraları yine hiç olmazsa yarım sayfa Kuran okuyup mealini verme alışkanlığı da gittikçe kaybolmaya yüz tutmaktadır.
- Cemaate gelemeyenleri ya da gelmeyenleri kazanmak yönünde bir gayrete rastlanmamaktadır.
- Hafta izni, yıllık izin konularında ekserisi tam bir hassasiyet içerisindedir.
- Öğrenci yetiştirme konusunda yüzde doksan beşinde hemen hiç gayret görünmemektedir.
- Zevkle yapmaları gereken cami temizliği, ekserisine angarya gibi gelmektedir.
- Daha birkaç olumsuz madde sayılabilir ama önemli olan, bu olumsuzlukları üzerinde taşıyanların bir an önce görev ve sorumluluk bilincine sahip olarak artılarını artırmak olmalıdır.
Yapılan eleştirileri fırsat bilerek kendilerine çeki düzen verebileceklere selam olsun.
Aksi takdirde camilerimiz, emeklilikten sonra namaza, cemaate başlayan yaşlılarımızla, bir an önce camiden çıkmayı yeğleyen imam ve müezzinlerimize kalır.
Gelinen bu noktada, İmam-Hatip okullarının çok olmasının pratikte faydasının olmadığını görüyoruz. İçeriği boşaltılmış, bilinç ve şuur verilmeyen, amacından uzaklaşmış bu irfan yuvalarının süratle ve şiddet ıslaha ihtiyacı vardır. Keza tarikat ve cemaatlerin okullarında, yurtlarında binlerce öğrenci onlarca yıldır yetişiyorlarsa toplum neden bu haldedir? diye sorulmayacak mıdır? Hepsinin gayesi İslami yaşamak ve yaşatmak ise nerede bu yetişenler? Cami cemaati içinde niye buralarda yetişen gençler yok denecek kadar az? İmam ve müezzinlik CÜBBE ve SARIK' tan ibaret değildir.
Devlet, milletin teşkilatlanmış halidir. O halde bu durumdan ızdırap duyanların sesine kulak vermek gerekir. Başta İmam-Hatip okullarımız, Kuran Kurslarımız, yurtlarımız olmak üzere Milli Eğitimin her kademesinde ıslahata ihtiyaç vardır. Üreten, çalışan, daima ileriyi kurgulayan beyinlere üstün hedefler belirlemek onları sevk etmek devletimizin birinci derecede görevidir.
Her bir görevlimiz sadece camide değil, her yerde ve her zaman peygamber varisi olduğunun bilinciyle hareket ederek, iman meşalesini müteselsilen ondan aldığımızın şuuruna varmalıyız. İşte o zaman maddi kasırgalar ve fırtına ortasında hızla küllenip sönmeye yüz tutmuş gönül korlarını alevlendirebiliriz.
Közler sönerse, İslam milleti gücünü, tesirini kaybederek ceset halini alır.
Hayat ve tarih onu omuzlayıp götürür. Allah bizi uyanan ve uyaranlardan eylesin.
Himmet KASAL