Bir ülkeyi insanın vücudu gibi düşünürsek onunda bazı hastalıklarının olabileceğini anlarız. Ülkenin mali sağlığının ne durumda olduğunun en büyük göstergesi enflasyondur. Enflasyon yüksek tansiyon ve yüksek şeker gibidir. Bütün mali sistemi derinden etkiler. Mali sağlığı düzeltmek için enflasyonun öncelikle düzeltilmesi lazımdır. Mali sağlığı yeniden kazanmak için işe enflasyonun tedavi edilmesi ile başlanmalıdır. Rahmetli Süleyman Demirel’in ifadesi ile enflasyon meselesi gayri siyasi ve siyaset ötesi bir meseledir. Maalesef ülkemizin mali sağlığının kronik bir hastalığıdır. Tüm hükümetler döneminde öncelikli problem olarak görülmüştür. Yine Demirel’in ifadesi ile enflasyon, işçi, memur ve emeklinin her yıl aldığı ücret artışlarını, hayat pahalılığı karşısında tesirsiz kılar, gerçek satın alma gücünü düşürür, gelir dağılımını daha da bozuk hale getirir. Esnaf, boşalan raflarını eskisi kadar dolduramaz; çiftçi, tarlasını işlemekte, ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çeker... Enflasyonun çok küçük artışlar yaşadığı Avrupa ülkelerinde ki ekonomik istikrarı yakalamak zorundayız. Bir kaç gün içinde fahiş fiyat değişikliklerinin yaşandığı bir ortamda geleceği görebilmek mümkün değildir. Enflasyon lafla değil ekonomiyi bir bütün olarak düzeltmekle aşağılara inebilir. İlk önce kamu borçlanmasını ve borçlanma ihtiyacını azaltmak gerekir. Borçlanarak para harcamak enflasyonu tetiklemektedir. Kamu başta olmak üzere israf kanalları kapanmalıdır. Tasarruf genelgelerinin kurumlarca ne kadar uygulanıp uygulanmadığı sıkı bir denetime tabi tutulmalıdır. Olmayan parayı harcamak alışkanlığından vazgeçilmeli ve vergi yükleri ile değil adil vergi dağılımı ile para toplanmalıdır. Ülkenin mali sağlığı için ne gerekiyorsa yapılmalı ve herkes buna uymalıdır.