Siyaset kurumu vatandaşların sorunlarının çözmek amaçlı kurulmuş bir yapıyı ifade eder. Vatandaşın hemen yakınında, yanı başında bulunan siyaset toplumu memnun eder. Halkına yakın olan ancak halkını anlayabilir. Vatandaşın sorunu doğru tespit edilir ve doğru çareler üretilir ise bu sistemin sağlıklı işlediğini gösterir. Eğer aksine olur siyaset toplumdan çok uzak bir konumda kendine yer edinirse zamanla hem etkinliğini hem de toplumsal güvenini kaybeder. Halkının hayatına dokunmayan aksine zorluklar ekleyen siyasetten beklentiler kesilir. Siyaset seçkin bir zümrenin işlerinin halledildiği, dertlerinin giderildiği, her türlü memnuniyetinin sağlandığı bir yapıya dönüşür. Siyaset halk için olmaktan çıkar. Halk siyasetten ve siyasetçiden kaçmaya başlar. Siyasetin halkın hayatına dokunma kabiliyeti kırıldıkça siyaset kurumu sarsılır. Siyasete olan güvensizlik ise sosyolojik bir soruna dönüşür. Vatandaş artık siyaset ve siyasetçiye hepiniz aynısınız gözü ile bakıyor. Siyaset genel olarak halkı geriyor, rahatsız ediyor ve halkın nazarında ciddi olarak karşılanmıyor. Siyasetçiler el birliği ile siyaset kurumuna karşı kötülük ettiler. Ekmeğini yedikleri siyaseti yıpratıp dağıttılar. Tamir etmek yine onların mesuliyetidir.