Kimden kime karşı gelirse gelsin ilk seçenek savaş olmamalıdır. Barış yollarını olabildiğince açık tutmak lazım gelirken doğrudan savaşı tercih etmek bu asır insanın en büyük hatalarından birisidir. Savaş ise dertlere daha çok dert sorunlara ise daha çok sorun katar. Geçmişte kaldığını düşündüğümüz ve artık sadece tarih sayfalarından okumak istediğimiz savaşlar milyonlarca insanların gözü önünde yeniden yeniye tezahür ediyor. Bu çağda da bu olur mu? Dediğimiz savaşlar maalesef bu asırda daha şiddetli şekilde oluyor. Kin, garaz ve mukabele-i bilmisil(Misli ile karşılık vermek) nedeniyle insanlık bir türlü rahata eremiyor. Gaddar medeniyetten orta çıkan bencillik, ırkçılık, savaşlarla yaygınlaşan askeri istibdat ve merhametsizlik nedeniyle insanlar birbirinin canına kıyıyor. Hiçbir kutsal, insanın öldürülmesine izin vermezken İsrail kendince kutsalları namına masumları öldürüyor. Masumları öldürmek noktasına en küçük bir çekince duymuyor. Hamas örgütü de İsrail’in oyununa gelerek onların eline büyük koz verdi. Masumlara da zarar veren anlamsız bir saldırı ile İsrail tarafına haklı gerekçeler sundu. Bu tarz bir girişimin sonuçlarını hesaba katmalı ve neticelerinin ne olabileceğini tüm yönleri ile düşünmeliydi. Şunu bilmek gerekir ki savaş çığırtkanları hiçbir zaman masumları düşünmez. Toplumun çoğunluğunu oluşturan kadınlar, çocuklar, hastalar ve yaşlıların ne olacağını akla getirmez. Savaşı dışarıdan görenler için her şey bir filmden ibarettir. O dehşeti orada yaşamayan insanların “vur-öldür’ diye bağırması çok kolaydır. Neden savaşı istemek bu kadar kolay da barışı istemek bu kadar zor? Gerçekten anlamak mümkün değil. Kolay ve geçerli olan barış olmalı ve barıştan yana olan insanların sesi daha çok çıkmalı. Masumlar için savaşa hayır barışa evet…