Televizyon programlarından tutun da sokaktaki vatandaşa kadar herkes kendi arasında bir şeyleri konuşuyor ve tartışıyor. Bu gayet güzel bir durum. Fikir alışverişinde bulunan insanlar değerli ve kaliteli insanlardır. Ancak konuşmak kadar neyin konuşulduğu ve tartışılan konunun ne olduğu da önemlidir. Konuya hâkim olmayan kişilerin her meselede fikir beyan etmesi çok yanlış ve sakıncalı bir durumdur. Ben her meseleden anlarım havasında konuşan kişilerden hemen uzaklaşmak gerekir. Çünkü böyle konuşmalardan ne konuşana ne de dinleyenlere fayda gelmez. Ancak konunun ehli olan insanların seviyeli konuşmalarına iştirak etmek gerektir. Oradan alacağınız bilgiler hayatınıza katkı sunabilir. Dinlediklerinizle yeni bakış açıları geliştirebilirsiniz. Bir tartışmada kendi haklı çıktığına sevinmemek münazara ve ahlâk ilminin hakperest ve insaf düsturunun bir gereğidir. Konuşmacılar sürekli kendisinin haklı çıkmasını ve kendi fikirlerinin kabul görmesini isterse orada ilmi enaniyet ve gurur tehlikesi ortaya çıkar. Kendi sözünün haklı çıktığına sevinmek aslında yeni bir şey öğrenememek demektir. Yeni bir bilgiyi kaçırmak ve yeni bir yaklaşımdan mahrum olmak anlamına gelir. Meselenin farklı boyut ve yönlerini görmek istememek gibi yanlış bir tavır takınmaktır. Benim bilgim bana yeter demek gibi ilim adamına yakışmayan bir vaziyeti hissettirmektir. Böyle bir konuşmacı hem gurura kapılmak hem de yeni bir şey öğrenememek sebebiyle iki kat zarar eder. Onun için haksız çıktığına sevinmek bu açıdan bakıldığında çok kazançlı bir durumdur. Gerçek fikir ve düşünce insanları bu hususu ihmal etmemelidirler.