Dalkavukluk bazı insanların sahip olduğu kötü bir özellik ve bir nevi o insanların sıfatıdır. O kişiden bahsedilince akla ilk dalkavuk oluşu gelir. Tarihten bugüne insanın bulunduğu her yerde dalkavuklarda bulunmuştur. Dalkavukluk hâli yalancılığın bir çeşididir. Aslı ve özü yalancılığa dayanır. Olduğundan farklı görmek ve göstermek, abartarak anlatmak, hoş görünmek için çeşitli rollere bürünmek, sadece kendi menfaatini takip etmek, sürekli aldatma hissiyatına sahip olmak, kendini sevdirmeye çalışmak gibi vaziyetler dalkavukların özelliğidir. Dalkavukların istikamet kazanmış bir karakteri ve fikir yapısı yoktur. Birbirinden çok uzak olan görüşleri aynı anda savunabilirler. Nerede durdukları ve yarın nerede duracakları belli değildir. Bir ince tel gibi her tarafa çevrilmeye müsaittirler. Korku duygusu dalkavukların yakasını bırakmaz. Öncelikle dalkavukluk ettiklerinin kendilerini terk edeceğinden, destek olmayacağından ve kendisini unutmasından korkarlar. Sığındıkları kuvvetin azalmasını ve dağılmasını istemezler. Dalkavukluk ettikleri kuvvetin kendilerinden şüphe duymaması için zaman zaman dalkavukluğun dozunu artırırlar. Kendi canlarından ve hayatlarından vazgeçebileceklerini öne sürerler. Ancak bunların hepsi şişirilmiş bir balondur. En ufak temasta patlar gider. Eğer tâbi oldukları kuvveti zafiyet içinde görürlerse ilk fırsatta başka bir kuvvetin yanına geçmeyi düşünürler. Hiçbir zaman terk edilmiş olarak yalnız bırakılmak istemezler. Kuvvetler arasında yer değiştirmek onlar için sıradan bir davranıştır. Tüm bunlar bilindiği halde dalkavuklar baş tacı edilir. Onların etkili methiyelerine ve tesirli övgülerine aldanılır. Çok dalkavuğu olanın işi ise daha zordur. Doğruları ve gerçekleri görmek iyice müşkülleşmiş demektir.