Afyonkarahisar Şehit Uzman Çavuş Mete Saraç Kışlası 4. Mühimmat Bölge Komutanlığı 41. Mühimmat Bölük Komutanlığı'na bağlı 32 numaralı 'iglo' tipi cephanelikte 5 Eylül 2012 tarihinde meydana gelen patlamada 25 askerimiz şehit olmuştu. Şehitlerimiz bu yılda aynı tarihte rahmetle anıldı. Elbette şehitlerimizi her an, her saniye rahmetle anıyoruz. Ancak onların haklarını ve hukuklarını korumak için nasıl şehit olduklarını irdelememiz gerekir.
Patlamada hayatını kaybeden Kıdemli Başçavuş Bedri Nayim’in avukatı Mustafa Karakum’un bir haber sitesinde olayla ilgi verdiği bilgileri size aktarmak istiyorum. “Bölük Komutanı olan binbaşı gece mühimmat istif-tasnifi yapılması emrini veren kişi. Normalde cephaneliklerde güvenlik nedeniyle gece herhangi bir çalışma yapılmıyor. İstif, tasnif gibi faaliyetler gündüz gözüyle yapılıyor. Bunun için cephaneliklerde ışıklandırma sistemi de yoktur mesela. Ancak faaliyet anında iki kamyon cephaneliğe çekiliyor ve onların farlarından faydalanılıyor. Binbaşı bu birliğe patlamadan kısa süre önce tayin oluyor. Bu süreçte patlayan mühimmatın hepsi Susurluk'tan Afyon'a gönderilen mühimmat. Ne oldu da bu kadar mühimmatı birdenbire Susurluk'tan Afyon'a getirdiniz?
Çünkü daha bunlara bir yer ayrılmamış. Birdenbire bütün mühimmat Afyon'a getiriliyor. Yer olmadığı için onlar ambara tıkıştırılıyor. Herhangi bir istiflenme yapılmadan ambara dolduruluyor. Binbaşının disiplini yüksek seviyede. Dört günde ambarın toplanması talimatını veriyor. 220 tonluk cephaneden söz ediyoruz. Benim avukatı olduğum Kıdemli Başçavuş Bedri Nayim binbaşıya bu işin düzgün bir istif çalışmasıyla bir ayda bile bitmeyeceğini söylüyor. Hayır yapacaksınız diyor. Birlikteki diğer uyarılara da kulak asmıyor. Kısa dönem erler ne mühimmat biliyorlar ne taşımayı biliyorlar, hiçbir şeye hâkim değiller, bunları taşıma faaliyetlerinde görevlendiriyorlar. ”(https://m.bianet.org/bianet/insan-haklari/193187-25-askerin-oldugu-cephaneligi-kamyon-farlari-aydinlatiyordu) Olayın içeriği ile ilgili doğrudan Avukat Mustafa Karakum’un söylediklerini size aktardık. Büyük bir ihmal ve sorumsuzluğun neticesinde böyle yürekleri yakan bir olayı yaşadığımız anlaşılıyor. Bir şeylerin üzerini kapatmak yerine bir daha yaşanmaması için tedbirler almak gerekir. Böyle olaylar her yerde oluyor diye küçümsediğimiz her mesele tekrar başımıza gelmektedir. Yargılamanın neticesinde ne oluyor derseniz, bir Albay ve bir Binbaşı 13 yıl 4’er ay, Üsteğmen ise 6 yıl 8 ceza alıyor. Şehitlerimizin hatırı için bu elim olayı tekrar sizlere hatırlattık. Mekanları cennet olsun.