Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Zühtü Arslan 28 Haziran 2021 tarihli bir konuşmasında hukuku uygulamak ve adaleti tesis etmekle görevli yargı mensuplarının sahip olması gereken 3A şiarından bahseder. Yanı akıl, ahlak ve adalet. “Hukuku uygulamakla ve adaleti tesis etmekle görevli olan başta hâkimler olmak üzere yargı mensuplarının şiarı 3A yani akıl, ahlak ve adalet olmalıdır. Akıl iradeyi, bağımsızlığı, düşünme ve bilgi sahibi olma kapasitesini ifade eder. Yargı mensubu aklını kullanmak zorunda olan kişidir. Bu nedenle hâkim ve savcılar, sadece akıllarını kullanırlarken cesarete ihtiyaç duyabilirler. Kant’ın belirttiği üzere kendi aklını kullanmaya cesaret edemeyenler, vesayet altında kalmaya mahkûmdur. Vesayet altındaki yargısal akıl ise adaleti tesis edemez. (Zühtü Arslan) Konumuzu oluşturan bu 3A şiarı bana göre sadece yargı mensuplarının değil tüm kamu görevlilerinin ve sosyal hayat içerisinde tüm insanların bir düsturu olmalıdır. Bütün meseleler ve hadiseler karşısında sorun çözen bir akıl, iyiliği ortaya çıkaran bir ahlak, dengeyi ve intizamı sağlayan bir adalet lazımdır. Aslında sadece aklımızı kullanmak için değil ahlaklı ve adaleti bir birey olabilmek içinde cesaret lazımdır. Ahlaklı ve adaletli davranmamız geren bir yerde cesaretimizle ortaya çıkmaz ve korkuya teslim olursak ahlakımızı ve adalet duygumuzu da kaybetmeye başlarız. Akıl, ahlak ve adalet ile hareket eden bir insan ne kendisinden daha güçlü birisinin tahakkümüne razı olur ne de kendisinden daha zayıf gördüğü birisini ezmeye ve ona karşı üstün gelmeye kalkar. Hem kendi hürriyet ve hukukunu hem de başka insanların hürriyet ve hukukunu koruma noktasında çok hassas ve azami derecede dikkatli davranır. Hayatı boyunca ne ezen ne de ezilen olmak istemez. Aristoteles 2.500 yıl önce “Yaşayan varlıkların en mükemmeli olan insan, hukuk ve adaletten ayrıldığında mahlûkatın en kötüsü olur.” Demiştir. Yaratılış itibari ile en yüksek ve en değerli bir yapıda yaratılan insan bu değerini yine akıl, ahlak ve adalet ile sürdürebilir. Yoksa bu değerlerden uzaklaşmış bir insan en iyiye sahipken en kötüyü ortaya çıkaran ve en kötüye hizmet eden bir yapıya dönüşür.