3. HAFTA TÜRKELİ SANAT—KÜLTÜR SAYFASI
HAZIRLAYAN ŞABAN KORKMAZ
“HAFTANIN AYET-İ KERİMESİ: “Allah iman edenlerin yardımcısıdır, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlerin dostları ise tağutlar olup onları aydınlıktan karanlığa götürürler.” Bakara Suresi: 257
&&&
HAFTANIN HADİS-İ ŞERİFİ: “La ilahe illallah” Allah yanında mükerrem büyük bir kelimedir. Kim onu muhlisen derse Cennet kendisine vacip olur. Kim onu kaüziben söylerse, malını ve canını kurtarır amma sonu cehennem olur.” Hz. Ali (r.a.)
&&&
HARAM VE HELAL BİLİNMEYİNCE
Yıllar sonra bir dostumla sohbet etme imkânı buldum. Sohbet sırasında oğlunun üniversiteye gittiğinden, kendisine itaat etmediğinden ve söz dinlemediğinden yakındı.
Bu yakınmada sanki kendini haklı olarak göstermek istiyordu. Onu dinledikten sonra o dostuma şunları söylemek zorunda kaldım:
Sevgili Can Dostum! Sen kendini burada haklı görmeye çalışıyorsun biliyorum ve seziyorum. Sakın ola ki kabahati oğlunda arama, kendinde ara. Sen ona helal lokmalar yedirdiğin gibi haram lokma yedirdiysen işte o itaatsizlik oradan gelmektedir. Yedirmiş olduğun bir lokma da olsa haram onun kursağına girdiyse işte bu yıllar sonra da olsa sana itaatsizlik olarak geri döner. Var git şimdi iyi düşün bu oğluna yedirdiğin haram lokmalar nereden geldi, nasıl geldi, nasıl oldu da yedirdin, bunu bir iyice araştır. O kul hakkına girdiğin kimselerle helalleşmeye bak, Allah’a dua et. Ayrıca oğlundan bunun içinde özür dilemeyi ihmal etme. Oğlunu karşına al ve bir arkadaş gibi samimi bir şekilde konuş. Böyle olursa mesele kendiliğinden hallolacaktır inşallah.”
Sevgili Canlar!
Vücuda giren bir haram lokma da olsa o vücudu o haram lokma ancak kırk günde terk eder. Bu arada sen ne kadar abdest alıp namaz kılsan hiçbir zaman huşu içinde namazını ikame edemezsin. Kıldığın namazın da hayrını göremezsin, bundan sevap da alamazsın. Bunun içindir ki helal lokma yediğimiz gibi çocuklarımızı da helal lokmalarla beslememiz gerekiyor Allah için.
&&&
NE OLDUM DEME!
Bu dünyada helal kazan helal ye,
Ne oldum deme sakın ha, ne olacağım de…
Şaban KORKMAZ
&&&
HİÇ ŞÜPHESİZ Kİ,
Hiç şüphesiz ki bu âleme biz Allah’ı tanımaya ve O’nu bulmaya, O’nunla olmaya, Allah’ı Allah’la yaşamak için gönderildik. Sultan Yavuz’a Allah’la olma zamanı denilince: “Ey Hasan Can! Sen bizi Allah’tan ayrımı sandın?” sözü Bestami Hazretlerine: “İşine bak sen, Allah’ı zikret dediklerinde” O da;”Sen beni Allah’tan ayrımı sandın.” Cevabını vermişti.
Bizi eşrefi mahlûk olarak yaratan Yüce Allah (c.c.) bizim kalbimize günde üçyüzaltmış defa nazar ediyor yani bakıyor, acaba biz bunun farkında mıyız?
Hiç şüphesiz ki Yüce Allah (c.c.) bizleri çok mu çok seviyor. Acaba biz kendi kendimize zaman zaman şu soruyu sorabiliyor muyuz?: “Allah beni çok seviyor, ben Allah (c.c.)’ı ne kadar seviyorum?”
&&&
ŞÜKRETMEMİZ GEREKMEZ Mİ?
Ey Sevgili Can Dostlarım;
-Bizleri eşrefi mahluk olarak yarattığı için,
-Müslüman olarak bu dünyaya geldiğimiz için,
-Kelime-i Şehadet getirebildiğimiz için,
-Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim olduğu için,
-Yegane Kıblemizin Kabe olduğu için,
-Öldüğümüzde Rabbimize kavuşacağımız için,
-Allah diye çarpan bir kalbimiz olduğu için,
-O’na yani En Seviliye Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e ümmet olduğumuz için,
Milyarlarca kere Rabbimize ŞÜKRETMEMİZ GEREKMEZ Mİ?
&&&
DUYDUNUZ MU?
Abdesti bozulduğunda hemen abdest alanlara, devamlı olarak abdestli bulunanlara ve bu minval üzere Rabb’ine kavuşanlara cennetin yamaçlarından bir köşk verileceğini
duydunuz mu?
&&&
EĞİLİRSİN
Durgun suya girme sakın,
Hiç yok yere boğulursun,
Kul olduğun bilir isen,
Bir tek Hakk’a eğilirsin.
&&&
İŞTE ANLAMLI BİR SÖZ
“Biz de kadına “HATUN” denir, Bayan değil. Gönül verilir akıl değil, suya benzetilir alkol değil.” Hatun’un en önemli vazifesi tesettür içinde kendini korumasıdır, azalarını belli edecek bir şekilde sokakta gezmemesidir. Süslenecekse kocasına karşı süslenmesidir.”
&&&
BİR GÜN BİZDE GÖÇECEĞİZ
Dünya malı benim olsa,
Bırakınca sana kalsa,
Ölüm haktır miras helal,
Bir gün biz de göçeceğiz.
Ayırt etme fakir zengin,
Hoşgörülü gönül engin,
Olsun o da senin dengin,
Bir gün biz de göçeceğiz.
Korkarsın ahlar almaya,
Yanlış yollara dalmaya,
Sığınsak Yüce Mevla’ya,
Bir gün biz de göçeceğiz.
Değersizdir para pulum,
Fakir gibi ben de kulum,
Taşıyanım boş bir salım,
Bir gün biz de göçeceğiz.
Sığınırım her gün Hakk’a,
İnsan isen dostu kolla,
Sır söyleme içte sakla,
Bir gün biz de göçeceğiz.
Aksoy dünya hepsi yalan,
Konuşmayın yalan dolan,
Tut sözümü olma talan,
Bir gün biz de göçeceğiz.
Nalan AKSOY
&&&
AMAN ALLAH’IM
İmanı ve inancı olmayan densizin biri minik öğrencilerin Kur’an kursundaki giyim ve kuşamlarını görünce kudurmuş ve demiş ki: “Bakın burası Arabistan değil, Adana. Tehlikenin farkında mısınız?”
Esas tehlikede olanın kendisi olduğunun farkında değil bu kendini ve haddini bilmez bu kişi. Gerçekten Kur’an ehli olanlardan, helal ve haramı bilenlerden, hiçbir zaman yalan söylemeyenlerden, kul hakkı yemeyenlerden, imanı ve inancı olanlardan, milli ve manevi değerlere sahip çıkanlardan, ülkesini can-ı gönülden sevenlerden, yeri ve zamanı geldiğinde vatanı ve bayrağı için canını feda etmesini bilenlerden, bu ülke hiçbir zaman zarar görmemiştir ve görmeyecektir. Ey Cühela kişi, burası yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir ülke. Bütün bunları hazmedemiyorsan bu ülkede ne işin var senin git, istediğin yere, seni burada bağlayan mı var?
&&&
AYETLER VE HADİSLER
Bir gün biri Rasulallah (s.a.v.)’a sordu:
-Ya Rasulalllah! Bir kimse çocuğuna Kur’an-ı Kerim öğretse ya da öğrettirse, onun sevabı nedir?
Rasulallah (s.a.v.):
-Onbin kere Hacca gitmiş,
-Onbin kere gaza etmiş,
-Onbin kere aç Müslüman’ı doyurmuş,
-Onbin kere çıplak giydirmiş,
-Onbin kere köle azad etmiş gibi sevap kazanır. Demiş.
Gelin bu sözlerin kıymetini bilelim ve gereğini yerine getirelim Allah’ın izni ve keremiyle. Eğer sizler çocuklarınıza Kur’an-ı Kerim’i öğretecek olursanız sizler yaşlandığınızda çocuklarınız size her zaman ölünceye kadar gözü gibi bakacak ve huzur evine yollama gibi bir düşünceleri olmayacaktır Allah’ın izni ve keremiyle.
Arkada hoş sada bırakmak böyle olacaktır herhalde.
&&&
ECDADIMIZ VE BİZLER!
Ecdadımızın irfanına bakınız ki, lisanımızı nasıl da güzelleştirmişler. Hem dillerini Allah’ın imsiye süslemişler, hem gönüllerini muhabbetullah ile tenvir eylemişler. Malum ya kişi sevdiğini çok zikreder. Onlar Allah’ı çok sevdiklerinden, her vesile ile O’nun ismini zikreylemişler, her fırsatı ganimet bilmişler, hatta zikrullah için fırsat ortaya koymaya çalışmışlardır. İşte O Allah dostlarının ve kendini bilen Müslümanların kullanmış olduğu bazı kelimelerin anlamları:
-Maşaallah: Bir güzellik karşılığında söylenir.
-Sübhanallah: Harikulede bir şeyle karşılaşıldığında söylenir.
-Allahua’lem: Doğrusunu Allah bilir demektir.
-Estağfirullah: Hamd ve şükür ifadesidir.
-Allah adamı: Allah rızası peşinde koşanlar için söylenir.
-Allah-Allah: Hayret, şaşkınlık, hayranlık, sevinç, coşku, şükür, yalvarma, korku ve ızdırap gibi hislerin şiddetini anlatmak için kullanılır.
-Allah ziyade etsin: Yeme içme türünden bir ikrama karşılık duadır.
-Allah aşkına/Allah’ını seversen: Bir isteğin yerine getirilmesi için rica, yemin ve yalvarma sözüdür. Aynı zamanda kuvvet bildiren bir ünlem olarak da kullanılır.
Rabbim sonradan pişman olup özür dileyecek sözleri bizlere söyletmesin. Çünkü söylenilen söz oktan çıkan bir yay gibidir ağızdan çıktıktan sonra bir daha geri dönmez. Rabbim güzel sözler söyleyenlerden eylesin cümlemizi.
&&&
ÖYLESİNE BİR OKUYUN HELE!
-Öyle bir nehirde yüzün ki hedefiniz Cennet olsun.
-Öyle bir sokaktan geçin ki tüm yollar Allah’a çıksın.
-Öyle bir dua edin ki, bütün melekler size dua etsin.
-Öyle huşu içinde bir namaz kılın ki, Allah sizden razı olsun.
-Öyle hayırlı işler yapın ki, amel defteriniz sevapla dolsun.
-Öyle dostlar edinin ki, onu gördüğünüzde o size Allah’ı hatırlatsın.
-Öyle nefsinizle mücadele edin ki, herkese örnek olsun.
-Öyle ilim meclislerine devam edin ki, gönlünüze huzur dolsun.
&&&
YA RABBİ!
-Nuh tufanında suya dur dediğin gibi,
-Kızıl denizi Hz. Musa’ya açtığın gibi,
-Hz. İbrahim’i ateşten kurtardığın gibi,
-Hz. İsmail’i bıçaktan kurtardığın gibi,
-Hz. Yusuf’u kuyudan kurtardığın gibi,
-Hz. Eyyüb’ü hastalığından kurtardığın gibi,
-İki Cihan Server-i Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)’yı müşriklerden korunduğun gibi bizleri de sıkıntı ve dertlerimizden kurtar ve selamete çıkar. Haslarımıza şifa, dertlilerimize deva, borçlularımıza edalar nasip eyle. Dünya ve ahirette hepimize güzellikler ve iyilikler nasip eyle. Kalan ömrümüzü geçen ömrümüzden hayırlı eyle. Cennetini cemalini görmeyi cümlemize nasip eyle. Dualarımızı kabul eyle. Âmin.
&&&
BİLİYOR MUYDUNUZ?
CENNETİN:
-AŞKLA ŞEVKLE KUR’AN OKUYANLARA,
-HU İLE NAMAZ KILANLARA,
-YALANI, GIYBETİ TERK EDENLERE,
-FAKİRİ, MUHTACI GÖZETENLERE,
-ORUÇ TUTANLARA,
-HELAL LOKMA İLE BESLENENLERE,
ÂŞIK OLDUĞUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?
&&&
YERİNDE BİR SÖZ!
Bir kişi diğer birine acı çektirdiyse, hakaret ettiyse, kötülük gördüyse bu hiçbir zaman havada asılı kalmaz, bir gün gelir çektirenin başına düşer. Herhangi bir zamanda bir ah aldıysanız, o ah size bir gün gelir öylesine bir isabet eder ki onun nereden geldiğini bilemezsiniz.
Kendini bilen kişi şunu hiçbir zaman unutmamalı ki, attığı taş her ne niyetle atılmış ise o taş eninde sonunda kendine döner gelir. Bunun içindir ki insanoğlu kötülükten hiçbir şey çıkmayacağını bilmeli ve hep iyi niyetli olmalı, hoşgörülü olmalı, gönül yapıcı olmalı, yardım sever olmalı. İşte böyle olursa kaybeden değil hep kazanan olur. Ve de Allah katında bu kul Allah (c.c.)’ın sevgili bir veli konumuna yükselebilir Allah-ü Âlem.
******
“Sadaka vermek için illa ve illa paran olması şart değildir.
Kalbini kıran insanlara hala selam verebiliyorsan bu en büyük sadakadır, Bu ruhunun sadakasıdır.” Dost Sofrası
***
“Sakın unutmayın:
Haset edenin huzuru, çabuk darılanın dostluğu, yalancının yiğitliği olmaz.” Hz. Ali (r.a.)
***
“Kalbini camdan yaparsan kıran çok olur. Demirden yaparsan sonu pas olur. Denizden yap ki; giren kaybolsun. Yüzme bilen kurtulsun, bilmeyen boğulsun.” Anonim
***
“Okuma olmayınca, öğrenme olmayınca, sorgulama olmayınca, düşünce olmayınca, muhakeme olmayınca, araştırma ve inceleme olmayınca, endişe olmayınca kişinin cehalet çukurunda olduğu meydana çıkar. Rabbim bizleri cehalet çukuruna düşenlerden eylemesin.” Anonim
&&&
ÇOK GÜZEL BİR KISSA VE BİR HİSSE
Bir gün Süleyman Peygamber a.s.) bir karıncaya yıllık yiyecek miktarını sorar. Karınca da, “Bir buğday tanesi yerim” diye cevap verir. Cevabın doğru olup olmadığını kontrol etmek için karıncayı ve bir buğday tanesini bir şişe içine koyar. Bir yıl sonra gelir kontrol eder. Bakar ki karınca bir buğday tanesinin yarısını yemiş yarısı duruyor. Bu durumu gören Süleyman Aleyhisselam karıncaya: “Neden buğday tanesinin hepsini yemedin yarısını bıraktın?” deyince karıncanın cevabı şu olmuştu: “Beni şişeye koymadan önce benim nasibimi Rabbim veriyordu, şişe içindekini ise bir Allah kulu vermişti. Ben nasıl insanoğluna güveneyim? Beni burada unutabilirdi diye yemedim ve seneye bıraktım.”