89. HAFTA TÜRKELİ GAZETESİ SANAT.. KÜLTÜR SAYFASI
YAZILARI
HAZIRLAYAN: ŞABAN KORKMAZ
HAFTANIN AYET-İ KERİMESİNİN MEALİ. “Onlar, inananlar e kalpleri Allah’ı anmakla huzura kavuşanlardır. Bilin9iz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.” (Ra’d Suresi 13/28)
&&&
HAFTANIN SÜNNETİ SENİYYESİNİN MEALİ: “Sizden biriniz, beni anne-babasından, çocuğundan e bütün insanlardan daha çok sevmedikçe (tam anlamıyla) iman etmiş olmaz.” (Buhari, İman,8)
&&&
BAŞYAZI:
ŞABAN KORKMAZ
MUTLULUĞA AÇILAN KAPI
Bizi yoktan var eden Yüce Rabbimize olan ibadetimiz kulluk görevlerinin en önemli unsurlarından birisidir. Her iki cihanda mutluluğa ve huzura ermek isteyen kişi kendisini yaratan Yüce Allah’a karşı ibadet görevlerini bi hakkın yapmaya çalışandır.
Kendini bilen insanın kendisini yaratan Yüce Allah’a karşı ibadette bulunmaması, onu zikretmesi, O’nu anmaması, O’na karşı olan görevlerini yapmaması nankörlükten başka nedir ki?
Yüce Allah her bir kulunu seviyor ve bu dünyada bütün nimetleri onun emrine veriyor. Ev veriyor, araba veriyor, eş veriyor, iş veriyor, rızık veriyor, çocuk veriyor, torun veriyor. Mal, veriyor, mülk veriyor. Elhasılı her şeyi onun emrine veriyor. Bütün bunlara karşılık insan nasıl oluyor da kendisini yaratan Yüce Allah’a karşı kulluk görevlerini yapamıyor veya yapmıyor? İşte bu durum nankörlük değil de nedir? Bunu nasıl izah etmek gerekir?
Allah’a karşı yapılan her türlü ibadet insana mutluluğun ve huzurun kapılarını açar. İnsanın her iki cihanda mutlu ve mesut olmasını sağlar. Kişi böyle yaptığı sürece ömrü ve kazancı bereketlenir. Hayatın tadına varır.
Bütün mesele insanın bu dünyaya neye geldiğine kafasını yormasından geçmektedir. Bu soruyu kendine soran kişi titrer ve kendine döner. Kendini bilen kişi her gün yatmadan önce kendini hesaba çekebilen kişidir. Akşama kadar işlediği günahları ve sevapları manevi mizan terazisine koyabilen ve tartabilen kişidir.
Rabbim her iki cihanda mutlu ve mesut olanlardan eylesin cümlemizi. Âmin.
&&&
HER DÜKKÂNA VE HER EVE ASILMASI GEREKEN BİR YAZI
Bir dostu dükkânında ziyarete gitmiştim. Dükkânında duvarında olan şu yazılar benim öylesine dikkatimi çekti ki okuyunca baya bi duygulandım. Okuyunca her birisinin altın değerinde sözler olduğunu düşündüm ve okuyucularıma iletme görevi bildim kendime. İşte öylesi her birisi altın değerinde cümleler:
-Baba, rızık kapısıdır, açmasını bilene.
***
-Anne, cennet kapısıdır, girmesini bilene.
***
-Kardeş, gönül aynasıdır, bakmasını bilene.
***
-Eş, dost, hısım, akraba, komşu, okyanustur, yüzmesini bilene.
***
-Evlat ise deniz suyu gibidir, ne içilir, ne de vazgeçilir.
Rabbim okuyup, anlayıp, gereğini yerine getirenlerden eylesin. Âmin.
&&&
İYİ BİLİNMELİDİR Kİ NAMAZ;
-İnsanın duygu dünyasını geliştirir.
-Zamanı iyi kullanmayı öğretir.
-Temizliğe alıştırır.
-Birlikte yaşama ve dayanışma bilincini geliştirir.
-İnsanın davranışlarında bilinçli olmasını sağlar.
-Hiç şüphesiz ki namaz, kulu Allah’a yaklaştırır.
-Namaz, insanı ahlaken yüceltir.
&&&
ÖNEMLİ BİR MESAJ!
Geçenlerde arkadaşım bir mesaj göndermiş. Okuyunca bir hayli duygulandım. Sevgili okuyucularıma iletme ihtiyacı hissettiğim için buraya alıyorum. Her birisi yakut niteliğinde değerli olan mesajda yer alan cümleler işte:
-Sen, her arkandan konuşulana kulak asma.
***
-Her söz verenin sözünü tutacağını sanma.
***
-Her tanıştığın insanı kendin gibi bilme.
***
-Kimseye hak ettiğinden fazla değer verme.
***
-Adam ve kişi seçeceğin zaman mutsuz edeni değil de huzur vereni seç.
***
-Seni çekemeyenleri hiç kalıba alma gül ve geç.
***
-Sana karşı sarf edilen lüzumsuz sözleri kalıba almadan omzundaki heybenin arka gözüne at gitsin. Heybenin arka gözü dikili olmadığından o lüzumsuz sözler düşer gider ve aklına bile gelmez.
Önemli Not: Yine de biz, her bir insanı kendimizden üstün vasıflarla bezenmiş olarak göremeye çalışalım ve her zaman hüsnü zanda bunalım ki günaha girmeyelim olur mu? Rabbim cümlenizden razı olsun. Rabbim ömrünüzü ve kazancınızı bereketli eylesin.
&&&
KIYMETLİ DOSTLAR!
Hayat öylesine gelip geçiyor ki tıpkı bir su gibi. Geçen günler de hiçbir zaman geri gelmiyor. Kişi ne günah işlemişse onu yazacak melek akyama kadar bekliyor ve yazmıyor acaba tövbe eder mi diye. Biz öylesine kendi kendimize söz v erelim ki sol tarafımızdaki melek hiçbir zaman günah yazmasın, amel defterimiz tertemiz olsun. Gün içerisinde öyle sevaplar işleyelim ki sağ tarafımızdaki melek sevapları yazmaktan kalemleri tüketsin.
Biliyor musunuz dün geçti ve gitti milyarda verseniz o gün geri gelmeyecektir. Yarının ise geleceği meçhul değil mi? Biz öylesine bir gün yaşayalım ki her günümüz sevap işlemekle geçsin. Amel defterimiz hep sevaplarla dolsun. Eğer unutur da bir günah işlersek akşam yatmadan önce mutlaka tövbe istiğfar ederek yatalım.
Şu fani dünyada öylesine sevimli ve Allah’ın sevgili kulu olan o kadar çok mu çok insanlar var ki dili Allah’ı anmakla yaş kalıyor. Biz ne yapıyoruz hiç düşündük mü? Haydi, o hızlı yarışta olanlara yetişmeye ve onlarla beraber almaya hazır mıyız? Rabbim hazır olanlardan eylesin cümlemizi.
&&&
DEDEM KORKUT DEMİŞ Kİ;
“Kız anadan görmeyince öğüt almaz,
Oğul atadan görmeyince sofra çekmez.”
Şurası hiçbir zaman unutulmamalıdır ki, atalarımız ne güzel söylemişler: “Çocuk yedisinde ne ise yetmişinde de odur.”
“Görgülü kuşlar gördüğünü işler.”
Sevgili anne ve babalar her bir çocuk sizi her halinizle örnek alır. Her bir hareketiniz, konuşmanız ve davranışlarınızı izler, beyinlerine ve kalplerine onları nakşederler. Ondan sonra bunları yeri ve zamanı geldiğinde kullanırlar.
Çocuklarına her türlü faydalı nasihatler veren anne babalara müjdeler olsun. Sizin ektiğiniz ileride faydalı birer meyve ağacı olacaktır. Hem evlatlarınızı, hem de topluma.
&&&
NE GÜZEL DUYGULAR BUNLAR!
Ey Sevgili Dostum,
-Kavgayı ağacın yaprağına yaz, sonbahar gelsin ve kuruyarak dökülsün diye.
-Öfkelerini bir buluta yaz, yağmur yağıp onları bir an önce sürüklesin diye.
-Nefreti karlar üstüne yaz, güneş açınca eriyip gitsin ve kaybolsun diye.
-Dostluğu, sevgiyi, mutluluğu, yeni doğmuş bebeklerin yüreğine yaz, onlar büyüsün ve bütün dünyayı sarsın diye.
&&&
BU DÜNYAYA DAİR
Her nefeste yanar ciğerim köz köz
Ateşime düşen kardı bu dünya
Üvey evladım belki, belki öz
Allah’ım! Sabır ver! Dardı bu dünya.
Ezelin ahiri bu olsa gerek
Böyle aymazlığa dayanmaz yürek
Sözümüz tutmayız, hem de bilerek
Allah’ım! Sabır ver! Nardı bu dünya.
Ararken öfkenin dinmeyen seli
Her yere uzanır nefretin eli
Nabız vermez oldu hasletin dili
Allah’ım! Sabır ver! Vardı bu dünya.
Sevgi sabah doğur, akşam son bulur
Saygıyı ararsan isminde kalır
Dilde her kelime kurşun olur
Allah’ım! Sabır v er! Hardı bu dünya.
Bir yanda savaşlar, bir yanda açlık
Varlığa teselli olmuyor hiçlik
Hangi yolu tutsak binlerce güçlük
Allah’ım” Sabır ver! Bardı bu dünya.
Hey yavrum hey, adın olsa Uğur
Uğursuzluğun taht kurmuş oturur
Yaşamak aklının belası olur
Allah’ım! Sabır ver! Sardı bu dünya.
Uğur UKUT
“Rüyadan İbaret” İsimli Şiir Kitabından
&&&
TARİHTEN BİR SAYFA!
Osmanlı ordusu 1447’de Dünyanın 1.ordusu oldu. Bu vasfını 1771’de kaybetti. 1517’den 1683’e kadar ise Dünyanın geri kalan bütün ordularının toplamlarına eşit bir halde idi.
Yavuz sutlar Selim Han, Kabe’nin içini süpürmeye mahsus olan süpürgelerden birisi getirildiğinde süpürgeyi bir taç gibi kaldırarak başına koymuştur. Kendinden sonra gelen sultanların taçlarına koydukları sorguç işareti buradan gelmektedir.
&&&
NÜKTELERDEN BİR DEMET!
İnsan hep bilmediğin değil ya, bildiğinden susar…
-Edep bilir, susar…
-Sabır bilir, susar…
-Saygı bilir, susar…
-Sevgi bilir, susar..
-Bazen de anlayanı olmadığını bilir, susar…
Haftanın bir veya iki günü sükût orucu tutmanın faydalarındandır bunlardan bazıları. İnsan yeri geldiğinde susmasını, yeri geldiğini kısa konuşmasını bilmelidir. “Lafın özü ve kısası makbuldür.” “ İki dinle, bir söyle.” Diye boşuna söylememiş atalarımız.
&&&
HAYAT BU YA!...
Bir adam pazara gider ve yaşlı teyzeye sorar:
-Ne kadar teyze?
-2 Lira evladım.
-1 Lira olmaz mı teyze?
-1,5 olsun evladım.
-1 Liraya vereceksen alırım teyze.
Teyzenin başı öne eğilir mecbur verecek. Çünkü evde ocakta tencerenin kaynaması gerekir.
Adam herhangi bir alışveriş yerin9e gidince 1 liralık malı 10 liraya alınca hiç o pazarlık aklına gelmez. Oysaki o kadınla pazarlık yapacağın yerde kadın 2 lira demişse, sen de, de ki bundan senin kim bilir ne kadar emeğin var. 3 liradan alayım der mi der…
İşte hayat bu… Kimi el emeğine saygı duyar ve onun değerini bilir ve onu verir ve bilir, kimisi de pazarlığını yapar durur.
Bu olay bize el emeğine bizlerin verdiği değeri ortaya koymaktadır, anlayana…
&&&
MÜJDELER OLSUN!
-İmsak kesilmezden önce en azından 2 rekat Teheccüd namazı kılana,
-Güneş doğup 45 dakika geçtikten sonra Kuşluk namazı kılana,
-Akşam namazını müteakip en azından 2 rekat Evvabin namazı kılana,
-Akşam’la yatsı arasında her gün “Tebareke” suresini okuyana,
-Düzenli olarak ayda bir hatim-i Şerif edenlere,
-Sabah ve akşam namazlarının arkasından “Hüvalahüllezi La…” yı okuyana,
MÜJDELER OLDUĞUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?
&&&