30. HAFTA TÜRKELİ GAZETESİ SANAT—KÜLTÜR SAYFASI
HAZIRLAYAN: ŞABAN KORKMAZ
HAFTANIN AYET-İ KERİMESİNİN MEALİ: “( O takva sahipleri ki) onlar gayba inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimizden de (Allah yolunda) harcarlar.” (Bakara-2/3)
&&&
HAFTANIN SÜNNETE SENİYYESİNİN MEALİ: “Namaz, Hak Celle ve Ala’nın hoşnutluğudur. Meleklerin sevgilisidir, Peygamberlerin sünnetidir. Marifetin nurudur, imanın aslıdır. Duanın kabulüdür ve amellerin en üstünüdür. Rızkın bereketi, bedenin kuvveti, canın nurudur. Ölüm meleği karşısında şefaatçidir, kabirde ışık, Münker ve Nekir’in sorularına cevaptır. Kıyamet gününde sahibinin üzerinde gölgelik, cennette başının tacıdır. Cehennemle senin aranda perdedir. Sırat köprüsünden geçmenin yoludur. Cennetin anahtarıdır. Kim kasten namazı terk ve farz oluşunu inkâr ederse o kişi kâfir olur.” (Nesai-Salat-Teberani)
&&&
BAŞYAZI: ŞABAN KORKMAZ
AKIL DEFTERİMDEN ÖNEMLİ NOTLAR SİZİN İÇİN
Kendini bilen her kişinin önemli bir akıl defteri olmalıdır. Bu deftere okuduğu, anladığı, etkilendiği ve başkalarına herhangi bir sohbet sırasında söyleyebileceği güzel cümleleri not etmelidir, yeri ve zamanı geldiğinde de birilerine aktarma gayreti ve çaba içerisinde olmalıdır. İşte zaman zaman bu deftere not ettiklerimi siz sevgili okurlarımız için faydalı olması dileğiyle aşağıya alma ihtiyacı hissettim.
-Günahlardan rücu edip Allah’ı zikirle yarışanlar, yarışı kazanmışlardır. Zikir, onları yüklerini sırtlarından attı ve hafif olarak mahşer yerine geldiler. (Hadis-i Şerif)
-İnsanlara musibet, karmaşa ve sıkıntı, çok defa ruhen yükselmeleri için verilir. (Abdülkadir Geylani)
-Başka hiçbir delil olmasa bile sadece başparmak Allah’ın varlığını ispata yeter. (Newton)
-Fakir hiçbir şeye malik değildir. Allah’tan başka hiçbir şey de ona malik ve sahip olamaz. (Molla Cami)
-Ahiretteki görülecek hesap, dünyada kendini hesaba çekenler için kolaydır. Hz. Ömer (r.a.)
-Acze düşme, Allah’tan yardım iste. Bir bela ile karşılaşırsan: “Şöyle yapsaydım, böyle olmazdı, keşke böyle yapmasaydım..” deme. Aksine de ki: “Allah’ın takdiridir. O, istediğini yapar.” Böyle dersen, şeytanın işini kolaylaştırmış olursun.
-Acz ve fakrını iradeyle besleyene ne mutlu. (Anonim)
-Vakti merhunu gelince ruha derler çık çık. Saatin zinciri eylemez tık tık. Allah’a kulluk eyle zira, Ahirette dinlemezler hık mık. (Gönenli Mehmet Efendi)
-Sen nefsini meşgul etmezsen, o seni meşgul eder. En büyük düşman şehvettir. Şehvet de nefsin vasfıdır. (Hallac-ı Mansur)
-Allah şu kimseleri sever: 1-İffetli ve temiz kalpli olanı. 2-Elini fenalıktan çekeni. 3-Dilini gıybetten ve lüzumsuz sözlerden koruyanı. 4-Edep yerine sahip olanı. 5-İyilik, ikram ve ihsana koşanı. 6-Daima Allah’ı hatırlayanı. 7-Affetmeyi seveni. İbrahim Desuki (k.s.)
-Tefekkür, kalbin çırası, ruhun gıdası, bilginin ruhu ve İslami hayatın da kanı, canı, ve ziyasıdır. Tefekkür olmayınca kalp karanlıklaşır, ruh hafakanlara girer ve İslami hayat da kadavralaşır. (Mehmet Turan)
-İnsan güzel ahlakı sayesinde cennetin ali derecelerine yükselebilir. Buna karşılık abid de olsa, kötü huyu sebebiyle cehennemin derinliklerine yuvarlanabilir. (Enes Bin Malik)
-Sopayla kilime vuranın gayesi, kilimi dövmek değil, tozunu olmaktır. Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır, niye kederlenirsin? Hz. Mevlana (k.s.)
-Kim ki Kur’an bilmedi, sanki bu dünyaya gelmedi. Yunus Emre (k.s.)
&&&
NELERİ KAYBETTİK?
Neyi ve neleri kaybettik? Zaman mı değişti, yoksa bizler mi yaşlandık? Zamana ve zemine uyan nesli kaybettik. Bütün bunların yanında önemli olan hususlardan edebi, saygıyı, sevgiyi, yardımlaşmayı, cömertliği ve hastaları ziyaret etmeyi ve muhabbeti kaybettik. Her ne kadar bütün bunları kaybetsek de ümitsiz değiliz ve ümidimizi de hiçbir zaman kaybetmeyeceğiz. İyi bilinmelidir ki Müslüman hiçbir zaman ümitsiz olmaz. İyilere düşen en önemli vazife çocukların kalbine Allah, Peygamber, yardımlaşma, cömertlik, sevgi, saygı, muhabbet, birlik ve beraberlik sevgisini aşılamak olmalıdır. Kaybedilenleri bulan var mı acaba? Bulan varsa gelin paylaşayım.
&&&
İŞTE ÖYLE
Herkesin kabına çeşmesi akmaz,
Erkek sinekleri hareme sokmaz,
Fakir komşunun yüzüne bakmaz,
Selamsız sabahsız geçer HAYIRSIZ.
Âşık ERBABİ (1805-1884)
&&&
HARAMDA HUZUR OLUR MU?
“Ey yalan olan bu dünyada hayatını idame ettirmeye çalışan sevgili dost; haramda huzur aramaya bakarsan, hiç şüphesiz ki huzur sana haram olur.”
&&&
ZAYIFLA
Sabah kahvaltısı reçel, kaymak, bal,
Zeytin, peynir, ekmek nedir bilmem hal,
Önce ben yiyeyim beklemede kal,
Birde bana sen zayıfla diyorsun.
Havyar, çikolata gözümden kaçmış,
Şekerli çay ile bardağım taşmış,
Bir kilo sütü de görenler şaşmış,
Birde bana sen zayıfla diyorsun.
Kıymalı yumurta, etli yemekler,
Salata içinde çoktur emekler,
Baklava, börekler, tatlılar, kekler,
Birde bana sen zayıfla diyorsun.
Badem, ceviz, fındık, fıstıkta mevcut,
Çerezler yedikçe yağlanır vücut,
Tüm kızartmalardan nefsini ocut,
Birde bana sen zayıfla diyorsun.
Meyve suyu katma kahve içerken,
Seyirci olursun vücut şiş erken,
Kahkaha atarsın Zeki düşerken,
Birde bana sen zayıfla diyorsun.
Zeki ÇELİK
(İlesam Isparta İl Temsilcisi)
&&&
EZBERLENEBİLECEK HADİSLER
-El müdaru sadagatün.. (İyi geçinmek sadakadır.)
-Men samete neca..(Dilini tutan kurtuldu.)
-En-nedemü tövbetün..(Pişmanlık tövbedir.)
-İnnemel a’malü bin niyet..(Mü’minin niyeti amelinden hayırlıdır.
-Afetü’l ilmi en-nisyanü..(İlmin afeti unutkanlıktır.)
-Zina’l-uyuni en-nazarı..(Gözlerin zinası bakmaktır.)
-Et-tebessümü sadagatün..(Tebessüm etmek sadakadır.)
-Ümmeti men ahya sünneti..( Benim ümmetim benim sünnetimi yaşayandır. (Hadisler Deryasından)
&&&
DUAMIZ!..
-Allah’ım! Güçsüzlüğümü, zaafımı v insanlar nazarında hakir görülmemi sana arz ediyorum. Ya Erhamerrahimin! Sen hor ve hakir görülen biçarelerin Rabbisin. Benim de Rabbimsin. Beni kime bırakıyorsun? Kötü sözlü, kötü yüzlü uzak kimselere mi, yoksa işime müdahil düşmana mı? Eğer bana karşı gazabın yoksa çektiğim mihnetlere, belalara hiç aldırmam. Ancak afiyetin arzu edilecek şekilde daha ferah-feza, daha geniştir. Ya İlahi nuru vechine sığınırım. Ya İlahi senin rızanı kazanmak için bizlere azim, güç ve kuvvet ver. Ya İlahi, bütün havl ve Kuvvet sadece senin elindedir. Cümlemizi bağışla. Âmin.
&&&
BİR KISSA-BİN HİSSE
Allah Teala şöyle buyuruyor:
-Gerçek kulum, öleceğini unutmayan, geceleri uyumayan, tespihi ile horozları uyandırandır.
Oysa, biz horozların öte öte bizi uyandırmasını bekleriz. (Birileri hariç)
Bir gece, Yahya Peygamber aleyhisselam, her zamankinden fazlaca yemek yedi. Yemekten sonra kendine bir ağırlık geldi yattı ve uyudu. Hak Teala, ona vahyedip şöyle buyurdu:
-Ya Yahya! Neden çok yemek yedin ve yattın uyudun? Yahya! İzzetim hakkıçün, eğer bir kere cennete baksaydın, şevkinden mahvolur ve gözlerine asla uyku girmezdi. Eğer, cehennemin de hakikatini bilmiş olsaydın, ağlamaktan gözlerinin yaşı tükenir de, kan ağlardın. Korkundan, bütün azaların dağılırdı. Libas yerine palas giyerdin, ekmek yerine kaygı yerdin, geceyi gündüzü yaslı geçirirdin.
Bu kıssa bizlere bir şeyler anlatıyor değil mi? Biz de bu kıssadan hissemizi alarak hiç değil de geceleri gece namazına kalkalım ve en azından iki rekât teheccüd namazı kılıp tekrar sabah namazına kalkalım ve sabah namazından sonra 45 dakika geçinceye kadar uyumamaya bakalım ve o günün feyiz ve bereketinden istifade yolunu arayalım. (Türk-İslam Tarihinden)
&&&
BİR İNCİ TANESİ
“Kalp bir cevherdir, gaflet toprağı ile karanlık ve yıkık hale gelir ki, cilası fikir, nuru zikir, koruyucusu sabırdır. Ahmet Rufai (k.s.)
&&&
BİR SORU-BİR CEVAP:
Soru: Evliyaullah kime denir?
Cevap: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu soruya şöyle cevap vermiştir:
-Daima Allah-ü Teala’yı zikredenlerdir.
&&&
TEFEKKÜR İÇİN
Bir gün, hamamda bazı kimselerin bir tas içine koydukları güzel kokulu çamuru başlarına ve sakallarına sürdüklerini gördüm. O kadar nefis ve güzel kokuyordu ki, kokusu dimağıma sindi. Gönül diliyle sordum:
-Ey kil, bu izzet ve şeref sana nereden hasıl oldu? Misk misin, anber misin ki kokundan mest oldum.
O da, bana hal diliyle cevap verdi:
-Ben hakir bir toprak idim. Lakin, bir müddet o aziz gül ile birlikte bulundum. Onunla kısa zaman beraber bulunup sohbet etmemin eseri ve neticesi olarak, bu azizlerin boşlarında ve sakallarında yer buldum ve aziz oldum. Amma, yine hor-hakir toprağım.
Şeyh Sad-i Şirazi (k.s.)
&&&
DİLİN AFETİ İŞTE BU!
“Unutmayalım ve iyice idrak edelim ki, dilin bir afeti de sır saklamamaktır.” Diye düşünüyor ve yazıya dökmeye çalışıyorum. Siz buna ne dersiniz?
&&&
ANAM
Ağıt yaktı dağlar taşlar,
Ağardı bir günde saçlar,
Burgaçlandı kanlı yaşlar,
Gözümden iniyor Anam.
Eşref Ağzın TÜRKERİ
(Sevgi Yolu Dergisinden)
&&&
NE DERSİNİZ?
“Gözlere, dillere, ellere, ayaklara, düşüncelere, cadde ve sokaklara hayâ lazım.” desem ne dersiniz?
“Kul yola çıkar, Allah yolu açar.” desem ne dersiniz?
“Her birinizin etrafı Allah’ın vermiş olduğu nimetlerle çevrilidir.” desem ne dersiniz?
“Çocuğunuza yedirmiş olduğunuz bir lokma haram size evladınızın isyan bayrağı çekmesine vesile olur.” desem ne dersiniz?
“İnsanları hayvanlardan ayıran şey edep ve hayâdır.” desem ne dersiniz?
&&&
DEFALARCA OKUNSA YERİDİR!
Asr-ı saadet döneminde evli bir sahabe çok mu çok misafirpervermiş. Buna karşılık hanımı da hiç mi hiç misafiri sevmezmiş. Eve kocası misafir getirdiğinden gönülsüz olarak ikramda bulunurmuş. Bu durum kocasını rahatsız ettiğinden kocası bir gün Rasulullah Efendimize gider ve der ki:
“Ya Rasulullah, ben misafiri çok seviyorum, ama benim hanımım bunun aksine hareket ederek misafiri sevmiyor, ne yapayım?”
Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Git hanımına söyle yarın size misafir olarak geleceğiz. Yalnız hanımına söyle bir size gelirken ve sizin evden ayrılırken bizi gözetlesin.”
Adam eve gelir, durumu anlatır. Kadın Rasulullah’ın geleceğini duyunca sevinir, hazırlıklarını yapar. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)eve gelirken ve giderken de izlemeyi ihmal etmez. Adam Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e gelir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)der ki: “Hanımın biz gelirken ve giderken neler görmüş bir anlatsana.” Adam hanımının gördüklerini aynen anlatır: “Siz bizim eve gelirken birkaç tepsi içinde öyle leziz ve lezzetli taamlarla gelmişsiniz, giderken de o tepsiler içinde evde ne kadar yılan, çıyan, akrep ve buna benzer mahlûkat varsa tepsilere koyup gittiğinizi söyledi.” Bunu duyan Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle dedi: “Unutmayın ki misafir dokuz nasiple gelir, birini yer, sekizini bırakır gider, bir eve misafir gelirse o evde huzur ve mutluluk olur, sevgi, saygı ve muhabbet olur.”
&&&
YETER Kİ NİYET HALİSANE OLSUN!..
Bir hayırsever tanıdığı bir dostuna bir çamaşır makinesi getirir ve der ki: “Sen garibi, fukarayı, ihtiyaç sahiplerini biliyorsun, bu getirdiğim çamaşır makinesini onlardan birisine ver.” Karşı taraftaki teşekkür ederek: “Olur.” Der ve çamaşır makinesini ertesi günü durumu orta halli olan yeni evlenecek birisinin babasına teslim eder.
İki gün sonra çamaşır makinesini götüren adam geri getirir ve der ki:
“Sevgili kardeşim beni düşündüğün için teşekkür ederim. Hakikaten evlenecek oğluma bir çamaşır makinesi lazımdı ama oğlan evlendikten sonra bizimle beraber kalacağı için bizim evde de çamaşır makinesi olduğu için bunu geri getirdim bir ihtiyaç sahibine verelim.”
Çamaşır makinesinin geri gelişinden tam tamına bir saat sonra bir ihtiyaç sahibi gelir, kendisine çamaşır makinelerinin bozulduğunu ve bir çamaşır makinesi lazım olduğunu beyan ettikten sonra o hayırsever kişi de çamaşır makinesini ona teslim eder. Teslim alan kişi de “Allah sizden razı olsun.” diyerek makineyi alır gider.
Böyle olunca toplumdaki bazı insanların hala günümüzde ne kadar kanaatkâr olduğu gerçeği ortaya çıktığı gözler önüne serilmektedir. Engin ÖNDER
&&&