İKİ MELEĞİN DUASI
İki meleğin “Yâ Rabbi! Muhtaçları doyuranların her birine verdiklerine karşılık mükâfat ihsan eyle. Ya Rabbi, vermeyip saklayanların mallarını da telef et, onları zararlandır” diye dua etmeleri hakkındadır.
Hz. Peygamber buyurmuştur ki; “Öğüt vermek üzere iki melek hoş bir şekilde seslenirler;
“Ya Rabbi! Muhtaçlara ihtiyaçları olan şeyi verenleri doyur, verdikleri her akçeye karşılık yüz bin ihsan et!”
“Ya Rabbi! Malını esirgeyenlere de ziyan içinde ziyandan başka bir şey verme!”
Fakat nice esirgemeler vardır ki cömertlikten iyidir.
Hakk’ın malını, Hakk’ın buyurduğu yerden başkalarına verme.
Ta ki hadde hesaba sığmaz hazine elde edersin ve bu suretle kâfirlere, küfranı nimet edenlere katılmayasın.
Kâfirler; kılıçları, Mustafa Aleyhisselam’a üstün olsun diye develer kurban ederlerdi.
(Yersiz ihsan), asi bir kölenin, güya adalet ediyorum, insanda bulunuyorum diye padişahın malını asilere dağıtmasına benzer.
Kur’an-ı Kerim’de gaflet ehline; “Onların infakları baştan aşağı uzaklığa sebeptir diye ikaz edici bir ayet vardır.
Şu asi kölenin, adalet ve ihsanı onu padişahtan daha ziyade uzaklaştırır, gözden düşürür ve ancak yüzünü kara eder.
Bundan dolayı mü’minler korkularından namazda “İhdinas-sıratel müstakim (Bizleri doğru yola sevk ve hidayet eyle Allah’ım...) diye niyaz ederler.
Hak’kın emrini Hakk’a vasıl olmuş bir kâmilden iste! Zira her gönül Hak emrini anlamaz.
KONUNUN AÇIKLANMASI
Cömert kişiler, servetlerini, Allah yolunda, toplumlarının yükselmesi için, toplumun faydası için hayra harcayanlardır. Müsrif kişiler mallarını nefislerinin arzularına harcayan talihsizlerdir.
Hz. Peygamber (s.a.v.) Hadis-i Şerif’inde şöyle buyuruyor; “Hiç bir gün yoktur ki Allah’ın kulları, sabaha bunlarsız ulaşsınlar, iki melek nâzil olur. Biri der ki; Allah’ım! Sen her sadaka dağıtıcı cömerte kat kat mal ve servet ver. Bir melek de der ki; Rabbim! Sen her hasis ve cimriye ziyan ver. Ta ki kıskandığı mal tükenip yok olsun, ziyan içinde ziyan olsunlar.”
Bağışlar, harcayışlar yerine göre sarf edilmeli. Aşırı, yersiz bağışlar müsrifliktir. Her nimet, her servet Allah’ındır. Lâyık olmayan kimselere ve yerlere yapılan masraflar boşa giden servetlerdir. Yalnız serveti, nimeti değil ilim ve irfanı da hak eden kişilere ve yerlere vermek Allah’ın emridir.
Allah’ın emirlerini yerine getirmeyenlere Allah’ın nimetlerini dağıtmak büyük hatadır. Liyakatı hak edene vermek gerekir.
Bundan dolayı bütün mü’minler Allah’ın huzurunda, durdukları zaman “İhdinas sırat’el - müstakim: Allah’ım bizleri doğru yola ilet” diye yalvarır, Allah korkusunu ruhlarının derinliklerinde hissederler.
Hz. Mevlânâ
Mesnevi:
2223-2234. Beyitler