Oruç kişiye, imanı, Allah’ı sevmeyi, O’na bağlanmayı, O’na güvenmeyi, O’nun verdiği nimetlerin önemini kavrayıp şükretmeyi, haramdan uzaklaşmanın, sabretmenin önemine, içtenlikle inanıp uygulanılmasının gerekliliğini hatırlatır.
Oruç şeytanın ve nefsin isteklerinden uzaklaşıp insanı maddi ve manevi temizliğe ulaştırır. Vücudumuzun sağlıklı olmasına yardımcı olur. Gönül gözümüzü açar; insanca yaşamamızı sağlar.
Hz. Mevlana’ya göre; namazda, oruç da, hac da, Allah yolunda savaş da, insanın “Elest meclisinde” verdiği söze şahitlik eder. Zekat vermek, dostlara armağanlar sunmak, hasetten vazgeçmek, misafir davet edip doyurmak, iyilik ve ihsanda bulunmak Allah’a verdiğimiz sözde durmak demektir.
Hz. Mevlana’ya göre oruç hal diliyle şahitlik edip Allah’a derki; “Şu kişi helal lokmayı bile senin emrine uyarak yemedi, su içmedi nasıl olurda harama el uzatabilir?” Zekat der ki; “ Kendi malını bile veriyor; artık kendisiyle aynı dinde, aynı yolda olanlardan nasıl çalar?”
Bir insanın orucu ve zekatı, riya ve gösterişle yaparsa o kişinin orucu ve zekatı Allah tarafından kabul edilmez. Avcı yem saçar ama acımasından değil avlanmak için.
Hz. Mevlana der ki: “Kendine gel Allah’a tevekkül et ve güven! Açlık korkusuyla elin ayağın tiremesin! Senin rızkın, senin Allah’a aşık olduğundan daha çok sana aşıktır! Oruca sarıl, sabret! Orucu terk etme; her an Hak’tan rızkını bekle!
Ramazan geldi; aşk ve iman padişahının sancağı erişti! Artık maddi yiyeceklerden elini çek! Çünkü göklerden manevi rızık geldi ve can sofrası kuruldu! Bir bakıma oruç, bizim kurtuluşumuzun kurbanı sayılır!
Bizim canımız onun yüzünden dirilik elde edecektir! Sabır hoş buluttur; ondan hikmet manevi lütuflar yağar! bu sebeplerdir ki Kuran’ı Kerim de bu sabır ayında nazil olmuştur. Bu mübarek ayda gönülde boş durmadı; ümitsizlik perdesini yırttı; göklere uçtu! Can zaten bu kirli dünyaya ait değildi; meleklerden idi onlara ulaştı!
Bizi kötü işler, günahlar işlemeye teşvik eden kirli nefsimiz arınmaya, temizlenmeye muhtaç idi! Ramazan gelince günah zindanının kapısı kırıldı; can, nefsin esaretinden kurtuldu; Miraç’a çıktı sevgiliye kavuştu!
Sen göklere çıkmak Miraç etmek sevdasındaysan şunu bil ki; oruç senin önüne getirilmiş bir arap atıdır? Sen (nefsinin esiri oldukça) vahdet denizinden ayrı düşmüş bir damla gibisin! Sen aslına nasıl ulaşacaksın? İşte, oruç sel gibi, yağmur gibi seni alır vahdet denizine (semavi bir denize) ulaştırır!
Orucun güzelliği, insana yokluğu ve yoksulluğu hatırlatması, insana fakirin dilinden anlayacak bir duyarlılık kazandırması ve en önemlisi varlık iddia ve sevdasından kurtarmasıdır. İnsan oruç sayesinde “FAKR” duygusuna erer. “ FAKR” kulun, Allah’a muhtaç ve aciz olduğunun itirafıdır.
Saygı değer okuyucularım, Ramazan-ı Şerif’iniz mübarek olsun.