“Hiçbir şey yoktur ki, O’nun överek tespih etmesin; fakat siz onların tespihlerini fark edemezsiniz.”
İsra Suresi 44. ayet
HER ŞEY ALLAH’I TESPİH EDER
Kur’an-ı Kerim’in en önemli kavramlarından biri olan tespih, yüzmek, bir işi bitirip başka bir işe koyulmak, koşuşturmak, iş yapmak, tasarrufta bulunmak, sağdan sola koşmak, etrafa dağılmak anlamlarındaki, Arapçadaki sibaha” kökündendir.
Varlığın hemen hemen tüm hareket ve eylem şekillerini içerdiği için Kur’an-ı Kerim, varlıkların Allah’ı yüceltmesini, övmesini, O’na ibadet ve niyazda bulunmasına ilişkin bütün halleri “tespih” sözcüğü ile ifade etmektedir.
“Sipaha” kökünden kelimeler Kur’an-ı Kerim’de isim ve fiil halinde kullanılmıştır. Bu da gösterir ki, tespih, varlıkların asli eylemlerinden biridir.
Bir defa, bütün gök varlıkları ve cisimleri bir tespih faaliyeti sergilemektedirler. Onların Yüce Yaratıcıyı kutsamaları, yüzmek anlamında bir kelimeyle ifade edilerek gök cisimlerinin uzaydaki faaliyet şekilleri çok güzel anlatılmıştır.
Bu hususta Kur’an-ı Kerim2den bazı örnekler verelim:
“ O odur ki, geceyi, gündüzü, Güneş’i ve Ay’ı yarattı. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.” (Enbiya.33)
“Güneş’in Ay’a ulaşıp çatması gerekmiyor. Gecenin de gündüzü geçmesi gerekmez. Her biri bir yörüngede yüzmektedir” (Yasin,40)
“Melekler de arşın çevresini kuşatarak Rabler’inin Hamdi’yle tespih eder halde görürsün. Aralarında hakla hüküm verilmişti.” (Zümer. 75, Gafir,7; Şura. 5)
Tespih faaliyeti sadece uzaya göklere özgü bir faaliyet değildir. Yeryüzünde ’de bütün varlıklar, hayvanlar, bitkiler, ağaçlar tespih halindedir.
“Görmedin mi, göklerdeki ve yerdeki şuurlularda, bölük bölük olmuş kuşlar da Allah’ı tespih etmektedir. Her biri kendine özgü namazını/ duasını, kendisine özgü tespihini bilmiştir. Allah, onların yapmakta olduklarını çok iyi bilmektedir.
Göklerin ve yerin mülkü, yönetimi Allah’ındır. Dönüş Allah’adır! Görmedin mi, Allah, bulutları sürüyor, sonra onları kaynaştırıp iç içe sokuyor, sonra onları birbiri üstüne yığıyor. Nihayet, onların arasından yağmurun çıktığını görüyorsun. Gökten, ondaki dağlardan bir dolu indiriyor da onunla dilediğini çarpıyor, dilediğinden de onu yan geçiyor. Onun şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri alıp götürecek.” (Nur, 41,43)
Kısacası, bitkiden hayvana, insandan, meleklere tüm varlık bir tespih içindedir. Daha doğrusu, varlık ve oluş kendinden tespihtir. İnsan bu tespihin bir parçasıdır. İtiraf etmeliyiz ki en zayıf, en aksak, en tembel hatta en nankör ve isyancı bir parçasıdır.
“Göklerde ve yerdeki her şey Allah’ı tespih etmektedir.” Nerede olursanız olun, O sizinle beraberdir. Allah, İşleyip üretmekte olduklarınızı en iyi şekilde görmektedir. Göklerinde yerinde mülkü ve yönetimi O’nundur. İşler ve oluşlar Allah’a döndürülür. Geceyi gündüzün içine sokar; O, gündüzü de gecenin içine sokar. Göğüslerin sakladıklarını çok iyi bilendir O.” (Hadid, 1-6)
Sonuç ve özet şudur:
“ Yedi gök, yerküre ve bunların içindekiler O’nu tespih ederler. Hiçbir şey yoktur ki, O’nu överek tespih etmesin; Fakat siz onların tespihlerini fark edemezsiniz. Allah, Halim’dir, Gafur’dur.” (İsra,44)
Kur’an-ı Kerim’in evreni işte böyle bir evren ve onun doğa, insan ilişkisinden anladığı da işte böyle bir ilişkidir.
Onun “küfür” isyan, yozlaşma, sapma, nankörlük dediği olumsuzluklar ise bu ahengi, bu dengeyi, bu sıcak birlikteliği bozmak ve aksatmaktır.