(Cenâb-ı Hak dedi ki): “Gayba iman edenleri” istiyorum bundan dolayı bu fani dünyanın penceresini kapadım. (Bakara 2-5)
Zuhurda gökyüzünde bir yarık olsaydı ben “bunda bir kusur görüyormusunuz?” nasıl derdim (Mülk-3)
Tâ ki insanlar bu (dünya) karanlığı içinde aransın ve her biri yüzünü bir başka tarafa çevirsin”
Bir zaman için işler ters gider, hırsız hakimi darağacına gönderir. Bu suretle nice sultanlar, nice âli himmetliler gün gelir kendi bendelerinin bendesi olur.
Gaypta olana kulluk ve bendelik (Allah’a) hoş gelir; itâat ve riâyetten ayrılmayan kulluk hoş ve makbuldür.
Huzurunda sultanı övmek nerede, gıyabında ondan utanarak edep ve erkânı gözetmek nerede?
Memleketin hudutlarında, hadişahtan hattâ padişahın gölgesinden bile uzak bulunan bir kal’e muhafızı.
Kaleyi düşmanlardan korur ve onu sonsuz servetler mukabilinde dahi satmaz.
Ve en uzak hudutta padişahtan uzak olduğu halde, padişahın yanında bulunan kimse gibi sadakat üzre kalır.
O, muhafız elbette ki padişahın indinde, kendisinin huzurunda hizmet ve can fedâ etmeğe hazır olanlardan daha makbuldür.
Şu halde uzakta bulunurken vazifeye yarım zerre miktarı gösterilen saygı, huzurda yüz bin kat hizmet görmekten daha üstündür.
Allah’a tâat ve iman ancak şimdi makbuldür; ölümden sonra gayp âlemi (bütün güzelliğiyle meydana çıkınca, şimdi inandım demek makbul değildir.
Madem ki gayp, gizlilik ve yüzü örtülü olmak daha iyidir;
Ağzını kapa, sükut daha hoştur.
KONUNUN KISA AÇIKLAMASI
İnsan gökten rahmet ve yerden yeşillik beklediği gayb’ın bir gün bu dilekleri yerine getireceği inandığı ölçüde Allah’a yakındır.
Bakara suresinde Allah: “Bu doğruluğu şüphe götürmeyen kitaptır. Allah’a karşı olmaktan sakınanlara yol gösterir. Onlar ki gayb’a inanırlar; namaz kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan başkalarına yardım için verirler. Onlar ki sana ve senden öncekilere indirilen kitaplara inanırlar, âhirete iman ederler. İşte rablarının yolunda olanlar ve felâha kavuşacaklar onlardır” buyuruyor.
Bu ayetler, Allah’ın gayba iman edenlerden hoşnut olduğunu bildirir. Çünkü iman, hakikatler gizli iken, görünmüyorken, idrak, düşünce ve sezgi yoluyle erildiği zaman güzeldir. İnsan,aklı ve sezgisiyle Hakk’ı arayacak nefsine değil, Hakk’a kul olmanın yollarını bulduğu zaman Allah’ı hoşnut eder. İşte Allah’a ibadet ve inanış da ancak ölüm gününden önce makbuldür.
Ölüm günü Allah’ı yakından görüp onun yüceliğini mahşerde kavrayacak imansızların o andaki imânı elbette Allah katında makbul olmayacaktır.
Hz.Mevlânâ
Mesnevi- 3626-3640. Beyitler.