İslâm kelimesinin Türkçe karşılığı olan; barış, huzur, selâmet esenlik, ve teslim olmak diye anlamları vardır.
İslâm barışı bozan durumların şiddetle karşısındadır. Kur'an-ı Kerim bu olguyu şöyle ifade eder:
Kim bir kişiyi haksız yere öldürürse muhakkak ki bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de bir kişinin hayatını kurtarmak suretiyle yaşatırsa bütün insanları yaşatmış gibi olur"
İslâmi kaynaklarda toplumsal barış, uzlaşma ve kaynaşmayı ifade eden kavramlar arasında en yaygın kullanılanı "Ülfet" kelimesidir. Ayet ve hadislerde "Ülfet" ve buna yakın anlamlarla kullanılan "Sulh" "ıslah" gibi başka kelimelerde Müslümanlar arasında barış ve kardeşliğe dayalı güçlü bağlar kurulmasını amaçlamıştır.
Hz.Peygamber'imiz ( S.A.V)'de uzlaşma ve kaynaşma çabası göstermenin Müslümanlar için bir görev olduğuna şöyle işaret eder:
"Mümin ülfet eden ( uzlaşıp kaynaşan) insanlardır, ülfet etmeyen ve kendisiyle ülfet kurulamayan insanda hayır yoktur."
Dinimiz barış ortamının sağlanması için, haksızlığı, adaletsizliği, alaycılığı, lâf taşımayı ve dedikoduyu yasaklamıştır.
Hz. Peygamber'imiz (S.A.V) bir hadisinde Müslümanları şöyle tanımlamıştır:
"Müslüman onun elinden, dilinden güvende olduğu kimsedir."
Toplumsal barış ve uzlaşma görevini gerçekleştirmenin başlıca yollarını şöyle sıralayabiliriz:
Din duygusu: Bu duygu, zıtlıkları önleyerek toplumsal barış ve uzlaşmayı, dayanışmayı, yardımlaşmayı sağlar.
Sevgiyle oluşan kardeşlik ve dostluk: en güçlü uzlaşıp kaynaşma sebebidir.
İyilikte ve ikram: İnsanların karşılıklı olarak birbirleriyle iyilik ve ikramda bulunmaları, aralarında gönül bağlarının kurulmasına ve sonuçta uzlaşıp kaynaşmasının gerçekleşmesine ortam ve imkân hazırlar, sağlar. Selâmlaşma: Hz.Peygamber'imiz (S.A.V), Allah'a yemin ederek başladığı bir sözünde:
İman etmedikçe Cennet'e giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız" buyurduktan sonra da yanındakilerine aralarındaki sevgi bağını ancak selamlaşarak kurabileceklerini bildirmiştir.
Tokalaşma: Tokalaşma, bir kimsenin elini sıktığı insana karşı hoşgörüsünü, affediciliğini ve sevgisini simgeleyen bir davranıştır.
Barışma-barıştırma: Kur'an-ı Kerim'de:
"Barış daha hayırlıdır"( Nisa: 4/128) buyurulur ve aralarında çatışma çıkanların barıştırılması emredilir.
İnsanlık tarihi boyunca yeryüzünde barış yolunda sürdürülen mücadeleler hiç de kolay olmamıştır. Birey ve toplumları barışa çağıran ve içtenlikle barışın gönüllü elçiliğini yapan bütün Peygamber'lerin ortak çabası insanlığı barışa ve huzura kavuşturmaktır. Dolayısıyla Müslüman'ın amacı da bu dünyayı bir barış yurduna çevirmek olmalıdır.
Sevgili okuyucularım. Allah, Türk Milleti'mize ve tüm İslâm alemine ve tüm insanlara birlik, beraberlik, bencillikten uzak nice güzel günler göstersin. İnşallah.
Hayırlı Cuma'lar dilerim.