Şüphe ve kuruntu düşüncelerden oluşan vesvese, mahiyeti bilinmesi gereken musibetli bir hastalıktır. Takıntı hastalıkları, panik ataklar ve birçok psikolojik hastalıkların ana sebeplerinden biri olan vesvese ile başa çıkabilmemiz gerekir. Vesveseli düşünceler üzerinde durdukça ve ehemmiyet verdikçe şişer, kabarır, büyürür. Eğer üzerinde durulmaz ve ehemmiyet verilmezse zamanla söner gider. İnsan kendisine gelen vesveseden korkar ise ağırlaşır ve insanı hasta eder. Eğer korkmaz ise hafif olur ve kolayca kaybolur. Vesveseyi tanımak onu tedavi etmenin en etkili yoludur. Vesveseyi tanımazsan gelir, tanırsan gider.
Vesvese akla kötü ve çirkin hayeller şeklinde gelir. Mesela kutsal şeyler hakkında çirkin düşünceler aklımıza geldiğinde bu durum bizi mesul etmez. Çünkü kalbimiz bu durumdan rahatsız ve o sözleri kabul etmemektedir. Mantık ilmine göre hayeller hüküm sayılmaz. Önemli olan üzerinde durmamaktır. Yine bir örnek olarak hastalık hastalığı dediğimiz hastalık vesvesesi vardır. Ufak bir hastalığa kafayı takıp gerçekten hasta olanlar az değildir. Yanlış anlaşılmasın dikkatli, temkinli ve özenli olmak elbette güzeldir. Kastımız içinde bulunduğumuz durumu vesvese ile karşılamanın yanlışlığıdır. Temizlik takıntısı, sürekli aynı şeyleri tekrarlamak (mesala ocağı açık unuttum mu diye tekraren kontrol etmek), aşırı şüpheci davranışlarda bulunmak vesvese sebebiyledir. Çok kısımları bulunan vesveseden kurtulmak için Risale-i Nur külliyatından yirmi birinci sözün ikinci makamı önemli bir manevi terapidir.