VATANDAŞ VE SİYASET!
Önce vatandaşa sormak gerekir.
Nasıl bir siyaset istiyor ve bilerek veya bilmeyerek, neyi, nasıl bir bilgiyle tercih yaparak seçmen oluyor?
İşte burası çok önemli!
Çünkü sonuçta bir devlet yönetilecek ve bu devleti kimlerin yöneteceği konusunda da oy kullananların bilgisi olması gerekir ki seçeceği insanlar devlet yönetimlerinde, devleti ve halkı adına artı değerde katkı sunabilsinler.
Yoksa bunun devletimiz ve halkı adına getirisi ne olur ki?
Ne olacak?
Tabii ki “Gelen ağam, giden paşam” hesabı olur, o da fayda getirmez!
Onun için bunun bilinmesinde yarar var diyorum.
Hani rahmetli Nasrettin Hocanın dediği; “ bilenler, bilmeyenlere anlatsın” demiş ya?
İşte öyle.
Ama önce siyaseti tanıyalım diyorum.
İşte alıntı yapıp sizlerle paylaşmak istediğimiz bilgiler.
Lütfen okuyun ve de okutun.
***
Siyaset nedir?
Siyaset; güncel sözlükte Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış. Köken bilimsel sözlükte: Arapça siyāsa< sāsa seyislik, at bakıcılığı, 2. devlet yönetme, yönetim. Politika güncel sözlükte 1. Devletin etkinliklerini amaç, yöntem ve içerik olarak düzenleme ve gerçekleştirme esaslarının bütünü. 2. Davranış biçimi, düşünce yapısı. 3. mecaz. Bir hedefe varmak için karşısındakilerin duygularını okşama, zayıf noktalarından veya aralarındaki uyuşmazlıklardan yararlanma vb. yollarla işini yürütme. Politika: bilimsel sözlükte. Eski Yunanca politikē: devlet yönetme sanatı. Siyaset algısı!Siyaset sözcüğü 14. yüzyıldan sonra kullanılmıştır.
Eş anlamlısı olan politika sözcüğü ise 20. yüzyıl itibariyle yaygınlaştı. Genel ifadeyle, insanları yurttaşlık düzeyinde etkilemektir, denilebilir.
Eski Yunan’daki ilk demokrasilerden beri anlam genişlemesine uğramıştır. Hükümet uygulamalarını yürütmek, bir topluluğun kontrol ve ikna edilmesi ya da herhangi bir konuda uzlaşma ve yürütme çabaları anlamına gelebilmektedir.
Sözcük Antik Yunan’da kullanılsa da modern zamanlara dek dünyada bir anlam ifade etmiyordu. Mutlak monarşiler hüküm sürmekteydi.
Politika denen, halkı etkileme, idare etme çalışması krallıklar altında pek görülmezdi. Yunan ve Roma devletlerinde kısmen görülmüş ardından ancak yakın çağda Avrupa’nın mutla ki monarşileri sarsıldığında ortaya çıkmıştır.
***
Mutlak bir kral anlayışı zamanla sarsılmıştı.
Eskiden tanrı olarak görülen krallar, Fransız Devrimi gibi isyan hareketleri ile dünya çapında tepki almaktaydılar. Dünya birbirinden haberdar oluyor, kültür birikimi, her ne kadar krallar istemese de, insanlara özgürlüğü salık veriyordu.
Bunun üzerine insanları ikna ve kontrol çabaları doğdu. Demokrasiye doğru uzun ve acılı süreçler yaşandı. Halk iradesi yönetimde belirmeye başladığından beri politika anahtar öge oldu.
İnsanlar kendilerinin temsil edildiğini sanarak bazı kimselere güvendiler. Haklarını vekâleten politikacılara teslim ettiler.
Bazen politikacılar gerçekten de halkı temsil etmiştir. Ancak demokrasinin çağdaş toplumda çok yeni bir olgu olduğunu ve binlerce yıllık iktidar algısını unutmamak gerekir.
Dünyada demokrasinin çoğunluğa ulaşması ancak 2. Dünya Savaşı sonrasıdır. Bu zamana dek politikacılar büyük güçler arasındaki elçilerdi. Dünya için en fazla 50 yıllık bir demokrasi geleneğinden söz edilebilir. Dolayısıyla da bir o kadar meşru politika tarihi söz konusudur. Unutmamak gerekir ki “kapital” yani büyük sermaye, zenginlik, binlerce yıldır insanlara hükmetmektedir.
Politika da en fazla “halkı oyalayanlar” anlamına gelmiştir. Zira siyasetçilik: bir meslek, bir rütbe ya da ele geçirilen bir pozisyondur. Hâlbuki halkı temsil edenlerin mevki ya da mal kaygısı olmamalıdır.
Bu, insanlığı, yani kendini ilgilendiren bir meseledir. Bireyi yücelten bir siyasetçilik, temsil amacına aykırıdır.
Bugünkü anlamda siyaset ancak bir paravandır. Kişilerin şahsını tatmin ettiği bir araçtır. Gerçek bir politikada- devlet yönetiminde- halkın temsili önemlidir. Kişilik artık orada bitmiştir. Hâlbuki günümüzde politikacılar isim, mevki şan, şöhret için yola çıkmaktadır.
***
İçimizde yalnızca halkı temsil etmek ve hiçbir beklenti olmadan yok olmak isteyenler vardır. Bir kişi olacağına binler olmak isteyen fedakâr insanlar mevcuttur!
Bunlar şu an yazarlık, sanatçılık, eğitimcilik ya da işsizlik yapıp önemsiz insanlar olmaya çalışıyorlar.
Önemli olmak kötü düzende kötü olmak anlamına geldiğinden insanın güzel tarafları hiçbir şey olmaya çalışır. İçimizde başbakan, cumhurbaşkanı olacak iyi insanlar yok mudur?
Elbette vardır.
Binlercesi her gün gördüğümüz insanlar arasındadır. Ancak politika algısı değişmedikçe yerlerine ulaşmayacaktır.
Öncelikle politikacı denen dolandırıcı takımının maskesinin düşmesi gerekir!
Politikacıların güç peşindeki simsarlar olduğunu gören halk, olması gerekeni fark edecektir. Aramızda hiçbir şey olmaya çalışan insanlar o zaman bizi temsil edebilir. Elinde sadece hayatı olan ve milyonlarcasına hayatını verebilen kimseler yönetimde yer alabilir.
Böylelikle onlar birkaç kişilik ailede var olmayacaklardır, onlar milyonlarca çocuğa sahiptir. İki çocuğun değil, bir milletin babaları olacaklardır. Politika böyle olmalıdır.
***
Bakalım okumuşu, cahili, siyasetçisi, ahkâm keseni, meraklısı, meraksızı, bunu kaç kişi okuyacak?
İnanın bende merak ediyorum!
Bizden gündeme getirmesi!