Evet, üzüntümüz fazla!
Değerli bir ağabeyimizi kaybetmenin hüznü içerisindeyiz.
Takdiri ilâhi, yapacak bir şey yok!
Tanrım günahlarını affetsin.
Manevi huzurunda saygıyla eğiliyor, Allah’dan rahmet diliyorum.
Kabrin cennet olsun değerli büyüğüm.
***
Bir zamanlar bu bilge ve değerli büyüğümü gazetemizin köşesinde kaleme almıştım.
Onun değerli anısına bu yazıyı bir kez daha okurlarımızla paylaşıyorum, lütfen af edin.
Seni asla unutmayacağız.
***
Kim ne derse desin, ilerlemiş yaşına rağmen hala daha iyi niyetli ve gerçeklere dayanan inançlı bilgi verilerini toplumla paylaşmaya çalışan bir kişi.
Gazetemizin ak saklı ve tecrübeli bir insanı.
Yani duayen büyüğümüz!
Eğitimi ise, şimdilik iki üniversite bitirmiş olgun, mütevazi ve bilge bir insan!
Bunları niye yazıyorum biliyor musunuz?
Hayatımda çok insan tanıdım!
Hele siyasi zeminde!
Hem de, neredeyse bunların yarısı devlet yönetmeye talip insanlardı desem yeridir.
Hiç birinde de; Galip ağabeyimiz kadar, bilgelik, inançlılık, araştırmacılık, incelik ve mütevazilik olmadığı gibi, dağarcığındaki bilgileri de toplumla paylaşma gibi bir bakışları/duruşları yoktu!
Varsa da bir çıkar karşılığında idi.
Ama Galip ağabeyimizin ki öyle değil.
Şairlere şiir öğretecek nitelikte olduğu gibi, bilimden yarattığı eserlerden de bir umarı da yok.
Ha, bunu ifade ederken de, bahsettiğim kişiliklerin insanlıklarına, kendi dalında yaptıklarına söyleyecek sözümüz tabii ki yok.
Her biri de kendine münhasır değerli insanlardı.
Ama bilgi/birikim paylaşmak içindir.
Oysa bilgi; kişiyi kişi yapmak için değil, toplum bireylerini de insan gibi yaşamaları doğrultusunda bilgilendirmek içindir.
Çünkü bilgi ve birikim, insanlarımızı doğru olan yönlere yöneltmektedir.
Kasım/kasım kasılıp da, ben şuyum, ben buyum diye hava atmak demek değildir.
İnsanlığın ve insanca yaşamanın yollarını göstermektir!
Ben eğitimini ve bilgi dağarcığını çeşitli verilerle tamamlamış insanların; ülkesini, ülke insanını, vatan sevgisini, adaletli/vicdanlı bir şekilde yansıtmasını bilenlerdir diye düşünürüm.
Ama!
Eğitim tamam!
Kariyer tamam!
Ya karakter?
İşte karakter de burada çok önem arz etmektedir.
Her şeyinizi; yani eğitimden tutun, bilgi donanımızdan yürüyün, olanaklarınız dâhilin de bunu tamamlamış olabilirsiniz ama…
O karakter olmadıktan sonra, bunların da hiç önemi olmaz!
Bilgi/birikim, kariyer ve karakter hepsinin de yerinde olması gerekir.
Bunlardan biri noksansa, bir yere kadar gider, bir takım yerlere gelebilirsiniz ama o karakter olmadıktan sonra da yarı yolda yaya kalırsınız.
Çünkü karakteristik vasfınız nedeniyle yürüdüğünüz o dürüst ve doğru yollar iz bırakıyorsa, işte o zaman adamsınız/bilgesiniz demektir.
Aranılan ve sevgi/saygı duyulan insan olursunuz!
***
Makam/mevki büyüme ve bir yerlere gelme işte o zaman sizin bakışınızı/duruşunuzu, verimliliğinizi ortaya koyar.
Devlete, millete, adalete ve vicdanlara büyük katkılar sağlar.
Oysa şimdilerde yaşadıklarımız ve gördüklerimiz öyle mi?
Bana göre değil.
Maşallah adamın gözünün içine baka/baka yalan söylüyorlar!
Fakirin, fukaranın, saçı bitmedik yetimin hakkına tecavüz ediyorlar!
Devletmiş, milletmiş, ülke bekasıymış hak getire.
Onlar nire?
Bunlar nire?
Sözün kısası şu:
Yazdığım bu yazı, kıssadan hisse gibi bir yansıma vermiş olsa da, örnek göstereceğim nadir insanlardan biri de, değerli büyüğüm Galip ağabeyimiz olduğu içindir.
Neden derseniz?
Yukarıda ifade etmeye çalıştığım vasıflar ve örnekler tamam!
Kimsenin bu konuda söyleyeceği bir sözü olamaz.
Ama daha önemlisi de var!
Hem de benim görebildiğim veya bilebildiğim kadarıyla, İslâm tarihi içersinde bazı övgüler, ilâhiler, yazıtlar, hadisler olsa da…
Kur’anı Kerim ayetlerinin, Arapçadan Türkçeye çevrilip herkesin okuyabileceği bir dille şiirsel anlamda kitap haline getirilmesidir.
Kur’anı okuyamayanlar veya bunu yorumlayamayanlar için bulunmaz bir örnek çalışmadır.
Bilmem bunun ötesi olur mu?
Daha ne olsun ki?
Bu şiirleri okuyanlar, hem ayetleri, hem de anlamını aleni bir şekilde öğrenebilirler.
Bu değerli uğraş sonucu ortaya çıkan eseri alkışlıyor, sevgili ağabeyim Galip leblebicioğlu’nu bir kez daha kutluyor ve saygılarımı sunuyorum.
Benim görebildiğim/bilebildiğim, ilk ve tek olan bu eseri yaratmasını, yansıtmasını çok iyi başarmıştır.
Ömrün uzun olsun, ellerine ve aklına sağlık değerli ağabeyim.
***
Gülen yüzleriniz solmasın inşallah.
Selâm, sevgi/saygı bizden değerli okurlarımız.