( Hadiyin gari)
Önümüzde bir genel seçim var.
Hem de ne seçim?
Ülkenin ve geleceğinin yeniden Anayasasının yazılacağı ve rotası çizilecek olan bir seçim!
Ya Cumhuriyet, ya da ucu belli olmayan karanlık kulvarlar!
O kadar da önemli.
Ama yine de al takke ver külah diyenler bir taraftan, hoppacık bakalım aslanlarım diyenler bir taraftan, ille de bu böyle olacak diye tutturup ucundan/kenarından tutup sanki elleri yanacakmış gibi duranların da yaptığı edalı duruşlar var!
Hayret değil mi?
Her neyse aynı oldu da/bitti maşallah der gibi!
Bu arada adaylar da parti genel merkezlerinden emri vaki olarak gün yüzüne de çıkar gibi oldular!
Hem de ne çıkış?
Ama sonuçlardan kim memnun olmuş ki?
Hiç kimse.
Ama memnun olan birileri de var elbet.
Hem de ne memnuniyet?
Ben dedim, bu böyle olacak cinsinden.
Aynı, Neron’un torunları gibi!
Yoksa bunlar partileri de yakarlar!
Sizlerde bakar durursunuz sanki doğru bir işlem yapılıyormuş gibi.
Yazık!
***
Ama bu sefer burada CHP’ne söyleyecek ona lafımız yok.
Çünkü istenileni yaptı ve tabanın özgür iradesini de sıralamaya katmış oldu.
Darısı dostların başına!
Aynı seçmenin, seçme ve seçilebilme haklarının verildiği gibi.
Düşünce ve söylem özgürlüğünün de sırada olduğunu gösterir gibi.
Hah işte böyle olacak be adamım.
Ah birde siyasi partiler ve seçim yasası yeni modeliyle devreye giriverse!
İşte o zaman yak cıgarayı bak keyfine.
El mi yaman, bey mi yaman bir gör bak!
Bilgi/birikim çalışma gırla gidecek ve ülkemiz geliştiği/büyüdüğü gibi her insanımızın da yüzü gülecek.
Kim istemez ki?
Anayasayı açıp ta okumayanlar, insanların önüne siyasi set çekmek isteyenler, sahte üyelerden medet umanlar, bakın nasıl da kenarda kalacaklar?
Ahhh ama nerede o günler?
Yine de umutla bekliyoruz be adamım.
Yapacak başka bir şey yok.
***
5/5/ 2015 tarihinde yani, yedi yıl önce yazmış olduğum bu yazıyla bu günkü yazacak olduğum yazı arasında hiç fark var mı?
Aradan kaç sene geçmiş, ömürler tükenmiş ama bir türlü hayal ettiğimiz demokrasi ve özgür yapı hala ortalarda yok!
Kim ne derse desin, nasıl bakarsa baksın, laf salatasından başka bir şey değil!
“Aynı tas, aynı hamam”!
Nerede o demokrasinin getirdiği özgür yapı?
Nerede o çenesi seçim öncesi hiç yorulmayan ve kapanmayan verilen vaatler?
Seçme/seçilme hakları, özgür ifadeler, adaletli seçimler ve insan hakları, nerede be kardeşim nerede?
Şimdi yine partilerden bol vaatler ve söylemler dinleyeceğiz, dinliyoruz da!
Seçim sathı sona erince de, her kes kendi yoluna!
Derdin mi var, sıkıntı mı var, çare mi arıyorsun, “Cumhuriyet rejimini mi savunuyorsun” hak getire!
Adaletmiş, hukukmuş, demokrasiymiş, gelecekmiş, insan gibi yaşamakmış…
Bakınız kendi başınızın çaresine kardeşim.
Söylemler azıcık tatlı gelse de, bakış o bakış. Düşünce o düşünce. Gömlek o gömlek!
***
CHP’ de Milletvekilliği konusunda saflar düzülmeye başlamış bile diyorlar!
Oysa bastırıp gönderdikleri yeni el kitapçıklarında; “her seçmen kendi vekillerini kendi seçecek” diye madde bile koymuşlardı…
Ne olacak şimdi?
Yazık değil mi bunca insanın vereceği oylara?
İşte siyasi partilerde büyüyememenin de sorunu bu!
Dışardan aldığın oy kadar, içerden de oy kaybediyorsunuz, yazık değil mi?
Ama kimin umurunda kardeşim?
***
O nedenle, ister 10 yıl önce söyle ve yaz…
İster 15 yıl sonra yaz veya söyle…
Bu zihniyet değişmedikçe, birileri hep gülüp oynayacak, birileri de şamar oğlanı gibi didinip durup birilerine çalışacak.
Yazıktır, yazık!
***
Gülen yüzleriniz solmasın diyeceğim ama inanın insanlarımız da gülen yüz bile bırakmadılar!
Yine de gülen yüzleriniz solmasın inşallah.