Ve İstiklâl savaşımızın kazanıldığı 100. Yılında Afyonkarahisar’da yine yürüyecek!
Günümüzde yaşadığımız, izlediğimiz ve demokratik olmadığı siyasiler tarafından defalarca ifade edilen bazı uygulamaların, totaliter yaptırımların, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun protesto etme anlamında ilkesel olarak baktığı ve uyguladığı “aktif siyaset” uygulaması, konumu itibariyle de bazı yazarlar tarafından geçmişte Gandhi’ye benzetilmesi ülkemizde dikkat ve ilgi çekici olmuştur.
Bu nedenle; mevcut hükümetin tek adam anlayışı diye siyasilerce adlandırılan uygulamalar kapsamında ki “yargı kararlarına ve adaletsizliğe karşı” tepki ve protesto anlamında başlattığı aktif siyaseti kapsayan yürüyüş, ülke ve dünya genelinde de oldukça dikkat çekmiştir.
Bu nedenle de “Gandi Kemal” yakıştırması yapılmış olan Sayın kılıçdaroğlu için “Gandhi Kemal yürüyor” başlıklı yazımızı sizlerle paylaşmayı uygun gördüm.
Dilerim haklı ve yasal olduğu iddia edilen bu protestoya, insan hakları kapsamı anlayışı dışında bir “cıngı” bulaştırılmaz!
Söylemlere ve bakışlara bakıldığında da, halk nezdinde böyle bir yapının her an olabileceği görüşü kuşkulu bir deyişle yoğunlukta olsa da, aklıselim hareket umudumuz olur ve ülkemiz bir kaosa sürüklenmez.
Bu yürüyüşün, protesto demokratik hakkımız diyen kitlelerin daha çok katılımıyla da, daha da çok büyüyecektir.
Çünkü özgürlük ve adalet bu milletin şiarıdır.
***
Şimdi de kısa bilgilerle Gandhi’yi tanıyalım!
1869 yılında doğan Mohandas Karamçand Gandi, Hindistan ve Hindistan bağımsızlık hareketinin siyasi ve ruhani lideridir.
Gerçek ve kötülüğe karşı aktif ama şiddet unsuru içermeyen direniş ile ilgili olan Satyagraha felsefesinin öncüsüdür.
Bu felsefe Hindistan’ı bağımsızlığına kavuşturmuş ve dünya üzerinde vatandaşlık hakları ve özgürlük savaşçılarına da ilham kaynağı olmuştur.
Gandi Hindistan’da ve dünyada, Tagore tarafından verilen ve yüce ruh anlamına gelen Mahatma ve baba anlamına gelen “ bapu” adlarıyla anılır.
Hindistan’da resmi olarak Ulusun babası ilan edilmiştir.
Doğum günü olan 2 Ekim “Gandhi Jayanti” adıyla ulusal tatil olarak kutlanır.
15 Haziran 2007 de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu oybirliği ile 2 Ekim gününü “ Dünya şiddete hayır günü” olarak ilan etmiştir.
***
Biz bu boyda ve bu yaşta söylene/söylene giderken, hemen aklıma Merhum Turgut Özakman’ın bir yazısı geldi!
Onu da sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğim.
Ne diyor biliyor musunuz?
Biz diri, canlı, hayat dolu, duyarlı, dikkatli, bilinçli bağımsızlığa âşık, gururuna düşkün bir millettik.
Ne oldu bize?
Yoksa son yüzyıl içinde Çanakkale dirilişini, milli Mücadeleyi, o kutsal çılgınlığı, zaferi, ilkellikten ve bağnazlıktan kurtuluşu, uyanışı, aydınlanmayı, çağdaşlaşmayı, kadın özgürlüğünü, Cumhuriyeti, dünyanın Türk mucizesi diye andığı bu büyük macerayı yaşayan biz değil miydik?
Şehitler, gaziler, kahramanlar, o öldürücü acılar, o emsalsiz sevinçler, inanılmaz başarılar hayal miydi?
Hayır!
Hepsi gerçek.
Ama içerden, dışardan söylenen ninnilerle, süslü kutular ve göz alıcı şişeler içinde sunulan uyku ilaçlarıyla bizi yeniden uyutmaya çalışıyorlar.
Tarih son kez uyarıyor;
Uyuma ey Türk!
Dirliğin, birliğin, dilin, benliğin, tarihin, yurdun, adın bir kez daha giderse, bir daha hiç biri geri dönmez.
Turgut özakman.
“Diriliş” / Çanakkale 1915
Sayfa 560.
***
Tarih sayfalarından silinmediği müddetçe “ vatansever Gandi’ ler ölmez.
Bu Anadolu’nun yani, bizim de bir “vatansever Gandi Kemal’imiz var!
Bu vatan, bu millet senden çok şeyler bekliyor.
Yolun açık olsun “ Gandi Kemal”.
İlimize hoş geldiniz.