Sabri lise birinci sınıfta iken bir arkadaşıyla Konya’da bulunan bir Hoca’yı ziyarete giderek bir sohbetinde bulunmuştu. Hocanın sohbeti Sabri’nin çok hoşuna gitmişti. Dinlediği sohbeti aynı zamanda yanında götürdüğü teypte bulunan kasete almıştı.
Konya’da bulunan hocanın sohbeti Sabri’nin çok hoşuna gitmişti. Hocanın yapmış olduğu vaazlarının kasetini alıyor, boş zamanlarında onları dinleyerek imanını kavileştirmeye çalışıyordu.
O dönemde Afyon’da da hatırı sayılır, sohbeti dinlenir hocalar vardı. Sabri Afyon’da bulunduğu sıralarda da o hocanın sohbetine katılıyor, ondan öğrendiklerini yapmaya çalışıyordu. Mümkün olduğu kadar vakit namazlarını cemaatle kılmaya özen gösteriyordu. Daha o yıllarda onbeş yaşından itibaren namaz borçlarını hesaplamış ve kısa zamanda onları kaza etme fırsatı bulmuştu. O yıllarda Sabri teheccüd namazını kılmaktaydı aralıksız olarak. Bir gün yine teheccüd namazının ilk iki rekâtını kılmış selam vermiş ve ikinci iki rekâtı kılmak için namaza durduğunda bakınız başına neler geliyor bunu kendisinden dinleyelim:
İkinci iki rekâtı kılmaya niyet edip kılmaya başladığımda hayatımda hiç duymadığım sesleri duymaya başlamıştım. Namaz kıldığım sırada birçok çocuk seslerini duymuştum, çocukların hepsi avaz avaz bağırıyorlardı, o ara kulaklarım uğuldamaya başlamıştı. Öyle rahatsız oldum ki namazı bozmak zorunda kaldım ve yattım. Ertesi günü Afyon’daki hocama vardım durumu anlatınca hocam dedi ki:
“Kılmaya başladığın namazı bozmasaydın daha iyiydi. Çünkü teheccüd namazı ağır bir namazdır. Sevabı ve fazileti faziletli bir namazdır. Şeytan çoluğunu, çocuğunu toplamış senin namaz kılmanı engellemek için gelmiş, nitekim de bunda başarılı olmuş. Keşke namazına devam etseydin.”
“Ertesi gün yine Ya Allah Bismillah diyerek kalktım teheccüd namazı kılmak için güzelce abdest aldım. İkişer rekâttan tam sekiz rekât teheccüd namazı kıldım, bir daha o türlü sesleri duymadım.”
Bilindiği gibi teheccüd namazı imsak kesilmezden önce ikişer rekâttan sekiz rekata kadar kılınabilen bir namazdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu namazı her gece kılardı. Rahatsız olup kılamadığı zamanlarda da gündüz onu kaza ederdi. Nafile namazların içinde en faziletle namazın teheccüd namazı olduğu kaynaklarda belirtilmektedir. Yevmi kıyamette kişinin namaz sorgusunda bu nafile namazlar da namaz kefesine konulacaktır.
Kısacası mükellef olan her bir kişinin kılması gerektiği bu teheccüd namazı elbette kılınmalıdır. Mademki Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kılmış. Allah’ın izni ve keremiyle bizlerde kılarak bu namazın faziletinden faydalanmaya çalışalım ve sünneti seniyyeye uymuş olalım. Rabbim cümle Ümmet-i Muhammed’e teheccüd namazını kılmayı nasip eylesin. Amin.